Within environmental sociology, Catton and Dunlap, who has developed a new ecological paradigm by influencing Durkheim’s sociology, argue that a new ecological societal collective consciousness needs to be developed to overcome ecological crises. Based on the question of what would be the source of such ecologic collective consciousness, this article focuses on the possible driving force that could transform the societal lifestyle that is compatible with ecological balance. This article assumes that religious understandings and environmental ethic perspectives, ignored within the sub-discipline of the environmental sociology that studies reciprocal relationships and interactions between society and nature, can be the driving force for constructing new ecological consciousness, ecologic societal collective memory, and canalizing individuals toward environmental movements. Thus, it compares the deep ecology philosophy and Islam based on their approach to human-nature relations. It analyzes similarities and differences between deep ecology and Islamic environmental ethics based on specific themes. Based on our analysis, contrary to the limited effect of deep ecology, Islam’s driving force for providing solutions to ecological crises is essential for filling the gap in environmental sociology that tends to ignore religious and spiritual phenomena. Every Muslim who lives according to the verses of the Qur’an can carry out the duty of environmental protection. It can be said that a Muslim individual’s approach to ecological problems in line with the principles of the Qur’an can bring about a change in social behaviour, at least for countries where the majority of people are Muslims. As a result, it is argued Islam may be more effective in creating collective ecological consciousness than Deep Ecology.
Environmental Sociology Ecological Crisis Deep Ecology Islamic Environmental Ethics Teo-Centrism Anthropocentrism Eco-centrism
Durkheim sosyolojisinden esinlenerek çevre sosyolojisi içinde yeni ekoloji paradigmasını geliştiren Cotton ve Dunlap ekolojik krizlerin aşılabilmesi için yeni bir ekolojik kolektif bilinç geliştirilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Bu makale, yeni ekolojik kolektif bilincin kaynağı ne olmalıdır sorunsalından hareket ederek insanları ekolojik denge ile uyumlu bir zihniyet ve yaşam tarzına dönüştürecek itici gücün ne olabileceği üzerine odaklanmıştır. Doğa ve toplum arasındaki karşılıklı ilişkiyi ve etkileşimi inceleyen çevre sosyolojisi alt-disiplini içinde göz ardı edilen dinsel anlayışlar ve çevre etiği perspektiflerin ekolojik bilinçlenmenin kaynağının, yeni bir ekolojik toplumsal hafıza inşa edilmesinde ve çevre hareketlerine kişileri kanalize etmede itici güç olabileceği varsayımından yola çıkarak, bu makalede derin ekoloji felsefesi ve İslam’ın insan-doğa ilişkileri temelinde karşılaştırılmıştır. Belli temalar ekseninde karşılaştırılan derin ekoloji ve İslami çevre etiğinin benzerlikleri ve farklılıkları analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda; Derin ekolojinin sınırlı etkisinin aksine İslam’ın ekolojik krizlerinin çözümü için itici güç olması çevre sosyolojisi kuramlarının dini ve ruhani olguları göz ardı etmelerinin açığını kapatma anlamında önemli olduğu düşünülmektedir. Kur’an ayetlerine göre yaşayan her Müslüman çevre korumacılığı görevini üstlenebilir. Çevre sorunlarına, Müslüman bir bireyin Kur’an ilkeleri doğrultusunda yönelmesi, en azından büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkeler için toplumsal bir davranış değişikliği getirebileceği söylenebilir. Sonuç olarak ekolojik krizlerin çözümü noktasında İslam’ın Derin ekolojiye göre ekolojik kolektif bilinç oluşturma da daha etkin olabileceği kabul edilmektedir.
Çevre Sosyolojisi Ekolojik Kriz Derin Ekoloji İslami Çevre Etiği Teo-Merkezli İnsan-Merkezli Doğa-Merkezli Değer Yaklaşımları
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2021 |
Gönderilme Tarihi | 16 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 8 |
.