Sosyolojinin bilimsel rüştünü henüz ispatlayamadığı bir dönemde Durkheim’ın yürütmüş olduğu çalışmalar sosyolojiye kendi metodolojisini kazandırma yolunda itici güç olmuştur. O, sosyolojiyi felsefe ve psikolojinin tahakkümünden kurtararak bireysel olanla toplumsal olanın ve öznel çıkarsamalarla nesnel verilerin ayrımını sağlamıştır. Durkheim “şeyler” olarak nitelendirdiği toplumsal olguları birey üzerindeki dışsallıkları ve kendilerini ona kabul ettiren baskıcı yönleriyle değerlendirmiştir. Onun determinist sosyolojisinde fail, birey değil toplumdur. Sosyolojiye bilimsel meşruiyet kazandıran İntihar çalışması Durkheim’ın bireye indirgenen olguların ardındaki toplumu gösterme girişiminin somut örneğidir. Toplumsal İşbölümü’nde mekanik ve organik dayanışma olarak sınıflandırdığı geleneksel ve modern toplumların dayanışma biçimlerini her iki toplumun hukuk kurallarını mukayese ederek ortaya koymaya çalışmıştır. Durkheim modern toplumu anlama görevini sosyolojinin uhdesinde görmüş ve başlangıç noktası olarak basit örgütlenişe sahip ilkel toplumları seçmiştir. Durkheim dinin toplumdan neşet ettiğini belirterek din sosyolojisine yeni bir perspektif katmıştır. Onun bilginin kökenlerine yaptığı yolculuk toplumsal bilginin morfolojisinde yer alan dinselliğe ışık tutma çabasıdır. Durkheim, mantığın, ahlakın, bilimin ve büyük toplumsal kurumların dinden doğduğu düşüncesindedir. Onun sosyolojik kuramının merkezinde toplum vurgusu vardır, ancak toplum kendi varlığının idrakine varabilmeyi ve birliğinin berdevamını dinin sağladığı olanaklara borçludur. Bu metinde Durkheim’ın bilgi ve toplum teorisinin dayanak noktaları üzerinde durulacak ve fikirlerinin tartışmaya açık yönlerine temas edilecektir.
At a time when sociology has not yet been able to prove its scientific status, the studies conducted by Durkheim were the driving force on the way to give sociology its own methodology. By freeing sociology from the domination of philosophy and psychology, he has provided the distinction between the individual and the social, subjective inferences and objective data. Durkheim has evaluated the social phenomena, which he described as "things", with their externalities on the individual and their oppressive aspects that impose them on him. In his deterministic sociology, the maker is the society, not the individual. The study of Suicide, which gave scientific legitimacy to sociology, is the concrete example of Durkheim's attempt to show the society behind the phenomena reduced to the individual. He has tried to reveal the solidarity forms of traditional and modern societies, which he classified as mechanical and organic solidarity in The Division of Labour in Society, by comparing the legal rules of both societies. Durkheim has seen the task of understanding modern society as the responsibility of sociology and chose primitive societies with simple organization as a starting point. Durkheim has added a new perspective to the sociology of religion by stating that religion emerged from society. His journey to the origins of knowledge is an effort to shed light on the spirituality in the morphology of social knowledge. Durkheim has believed that logic, morality, science, and great social institutions arose from religion. At the center of his sociological theory is the emphasis on society, but the society owes its ability to realize its own existence and the perpetuation of its unity to the opportunities provided by religion. In this text, the main points of Durkheim's theory of knowledge and society will be emphasized, and the controversial aspects of his ideas will be touched upon.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 27 Nisan 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 9 |
.