Bu çalışma, Çin Halk Cumhuriyeti (Çin), Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya arasındaki ikili ilişkileri, bir yandan tarihsel temellerin etkileri ile diğer yandan son dönemde öne çıkan bir faktör olan Çin’in yükselişini karşılaştırarak analiz etmektedir. Çalışma, temel tarihsel verileri ve bu verilerin yükselen Çin karşısında dayanıklılığını karşılaştırmayı amaçlıyor. Üç aktör arasındaki ikili ilişkiler, Çin’in Japonya’ya bakış açısında tarihi mirasın ön plana çıkmaya devam ettiğini, Amerika’nın Çin’e bakış açısında ise aktörün yükselişinin öne çıktığını gösteriyor. Japonya’nın Çin algısında ise hem tarihi miras hem de yükselen Çin faktörü hakimdir. Japonların Çin’e yönelik politikasında, her iki boyutun karşılıklı olarak birbirini desteklediği ve güçlendirdiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma, aynı zamanda, güncel bir parametrenin tarihsel mirasa oranla baskın bir konum elde etmesi durumunda, tarihsel parametrelerin ikili ilişkileri açıklamaktaki etkisinin azaldığını ortaya koymaktadır. Çin’in yükselişinin uluslararası düzende dönüştürücü bir değişime yol açması ile çalışma konusu oyuncular arasındaki ilişkilerde tarihsel boyutun öneminin azalması birbirini destekleyen iki gelişme olarak ele alınmaktadır.
Çin Amerika Birleşik Devletleri Japonya Çin’in Yükselişi Tarih
This study analyses bilateral relations among People’s Republic of China (China), the United States (US), and Japan by comparing the impacts of historical foundations on the one hand and a prominent contemporary factor, which is the rise of China. The study aims to compare basic historical data and the resilience of these data in the face of a rising China. The relationships among the three actors demonstrate that the historical legacy continues to hold prominence in Chinese perspectives of Japan, while the rise of the actor is prominent in American perspectives of China. Both historical legacy and a rising China factor are dominant in Japanese perceptions of China. The Japanese foreign policy towards China is characterised by a mutual reinforcement of both dimensions, resulting in an overall enhancement of their strength. The study, in this instance, demonstrated that historical parameters become less relevant when a contemporary parameter has the potential to have a major effect on history. The rise of China, which has resulted in a fundamental shift in the international order, and the decline in the importance of the historical dimension in the relationships between the actors under examination are viewed as two phenomena that reinforce one another.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar, Uzakdoğu Çalışmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 21 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 18 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 6 Sayı: 1 |