The Ottoman-Habsburg war of 1663–1664 was a struggle of military units fighting for two rival dynasties against each other as well as against the coercive technological limits in the XVIIth century. In terms of military efficiency, vital issues such as intelligence gathering and passing of orders among military units remained a somewhat unsolved problem due to apparent communication difficulties. Early modern military structures thus had to cope with false and unwarranted news which could easily affect the fighting spirit of troops. In a prolonged campaign season the common soldier became more and more exposed to rumors and hearsays in the military camp and tended to believe them much easier by each passing day. And because of similar communication hardships it took a rather long time for central administrations to correct a false piece of news circulating within the military camp and even beyond. Ottoman and Habsburg armies fighting along the Hungarian frontier in 1663–1664 were no exception to the rule. The existence of opposing personalities within both the Ottoman and Habsburg military who sought to use the “circulating disinformation” to their own political ends reveals a rather vague conflict between the leading actors of military enterprise and a group of discontents. In this respect, the ways by which the army members and a large body of people keeping an eye on the possible outcomes of the war dealt with false news, disinformation, and rumors without foundation could serve as explanatory examples on the nature of early modern political power
Ottomans Habsburgs military intelligence the war of 1663–1664 disinformation
1663 baharında başlayan Osmanlı-Habsburg savaşı, rakip hanedanlar adına çarpışan askerî birliklerin birbirlerine karşı verdikleri mücadelenin yanı sıra XVII. yüzyılın teknolojik sınırlarını belirleyen genel şartlarla giriştikleri boğuşmanın izlerini taşıyordu. İstihbarat toplama, haber intikali ve emirlerin dağıtılmasını doğrudan etkileyen muhaberat güçlükleri, erken modern askerî yapıları, bazı hallerde savaşçıların ruhsal durumlarına esaslı biçimde tesir eden mesnetsiz ve kaynağı belirsiz havadislerle baş başa bırakıyordu. Uzayan sefer mevsimleri savaşçıların zihnini muhatap oldukları haber, şayia ve duyumlar karşısında daha kırılgan bir hale sokuyor; döneme özgü haberleşme yöntemleri, bir kere peyda olan asılsız dedikodu ve felaket hikâyelerinin
resmî makamlar aracılığıyla tashih edilmesine değin uzunca bir zamanın geçmesine sebep oluyordu. 1663–1664 yıllarında Macaristan sınır boyunda kapışan Osmanlı ve Habsburg orduları için de aynı durum geçerliydi. Bu dönemde ortalığı kaplayan dezenformasyonu lehlerine kullanmak isteyen iktidar odaklarının görünür hale gelmesi, Osmanlı ve Habsburg askerî yapıları içinde veya seferi tertipleyen merkezî iktidarın yandaş ve muhalifleri arasındaki üstü örtülü mücadeleye dair kayda değer ipuçları barındırıyordu. Askerî mücadelenin olanca şiddetiyle devam ettiği senelerde Osmanlı ve Habsburg ordugâhlarında, çeşitli savaşçı grupları ve cephe gerisinde savaşın seyrini izleyen meraklı kitleler arasında tedavül eden doğrulanmamış havadislere verilen tepkilerin niteliği, ilgili devletlerin bu dönemdeki siyasî yapılarının doğasına dair açıklayıcı örnekler vazifesini görüyordu.
Osmanlılar Habsburglar askerî istihbarat 1663–1664 savaşı dezenformasyon
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 43 Sayı: 43 |