Bu makalede, Osmanlı kültür tarihinde ilk Türk matbaasının kurucusu olarak
ün kazanmış olan bir aydın ele alınmaktadır. Söz konusu kişi Macar asıllı bir Protestan
(iddialara göre Üniteryen) olup, 18. yüzyılın sonralarında memleketi olan Erdel’i terk
ederek Osmanlı’ya sığınmıştır. Daha sonra ihtida edip İbrahim Müteferrika adını alarak
Müslüman-Osmanlı kimliğini benimsemiştir. Çalışmada, İbrahim Müteferrika ile ilgili
günümüze ulaşan az sayıdaki anlatılardan aktarılanlarla yetinilmemiş, Müteferrika’nın
portresi ve otoportresi, Osmanlı olmadan önceki kimliğine dair önemli hususlar hakkında bize ipuçları veren Erdel sonrası hayatından hareketle çizilmiştir. Müteferrika’nın
hayatı hakkında bilgi veren sadece üç anlatı bilinmektedir: Müteferrika’nın kendi yazdığı hayat hikâyesi, Müteferrika’nın çağdaşı César de Saussure’ün ve Charles Peyssonnel’in
kaleme aldığı mektup ve raporlar. Bununla birlikte gerek Saussure ve Peyssonnel tarafından çizilen portreler, gerekse Müteferrika’nın çizdiği otoportre, bu portrelerde beliren
farklı imgelerin karşılatırılabilmesi açısından oldukça faydalıdır. Söz konusu üç anlatıdan hareketle Müteferrika’nın tam olarak ne zaman ihtida ettiği, Müslüman olmadan
önce hangi Hıristiyan mezhebine bağlı olduğu ve kendi isteğiyle mi, yoksa içinde bulunduğu olumsuz şartlardan dolayı mı Müslüman olduğu gibi girift meseleler hakkında
yeni ve iddialı yorumlar yapılmıştır. Müteferrika’nın, ihtidasıyla ilgili gerçekleri gizemli
bir hâle getirerek yeni konumuna daha uygun düşen, yani yeni hükümdarına yaranmak
için gerçektekinden farklı, düzmece bir otoportre çizmiş olduğu düşünülebilir.
İbrahim Müteferrika Osmanlı kimliği ihtida 18. yüzyıl otoportre
The paper deals with an intellectual who was famous in Ottoman cultural
history as the founder of the first Turkish printing house (1726). He was a Hungarian
born Protestant (allegedly Unitarian), who left his homeland in Transylvania in the
late seventeenth century, took refuge in the Ottoman Empire and converted to Islam,
gaining a new Ottoman and Muslim identity under the name Ibrahim Müteferrika.
The paper reveals Müteferrika’s portrait and self-portrait by dwelling not only on the
few available narratives dealing with it, but also on those aspects of Müteferrika’s postTransylvanian activities in which one could see some important idiosyncrasies of his
pre-Ottoman identity. To date, there are only three narratives revealing Müteferrika’s
biography: of Müteferrika’s contemporaries César de Saussure and Charles Peyssonnel,
as well as of Müteferrika himself. However, Saussure’s and Peyssonnel’s portraits, on
the one hand, and Müteferrika’s self-portrait, on the other, allow us to contrats the
images appearing from them. All three biographical narratives provide a basis for
different and even controversial interpretations of the following more or less unclear
issues: how exactly did Müteferrika become an Ottoman subject; what was his religious affiliation before Islam; and how did he convert to Islam: of his own free will
or under the pressure of unfavorable circumstances? Müteferrika himself may have
created a much more favorable self-image through mystifying the circumstances that
led to his conversion. This story could serve also as an act of submission before his
new Muslim rulers. In other words, Müteferrika probably created an alternative and
fictitious self-portrait, which is much more plausible than the real one.
İbrahim Müteferrika Ottoman identity conversion eighteenth century self-portrait
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Nisan 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 44 Sayı: 44 |