The late nineteenth century was a period of transition and transformation for the Ottoman Empire. New laws were established in 1869, 1874, and 1884, in response to increasing foreign interests in antiquities found in the Ottoman lands. Moreover, in 1889, a new regulation was established for the Imperial Museum and in 1899 its first branch opened in Konya. During the fifteen years between 1884 and 1899, what kinds of developments occurred in Konya in terms of protecting antiquities? The city’s medieval walls are especially important as a case study. For instance, while on the one hand antiquities were coming under protection, on the other, the city’s renowned thirteenth-century Seljuk walls were being destroyed. Was there an explanation for this seemingly contradictory situation? The textual sources do not provide sufficient information regarding the dismantling of the walls. However, as a new technology, photography offers critical testimony for the time period in question. In this article, I try to shed light on the late nineteenth-century cultural context and the fate of the walls through the lens of photographs taken during those years. While discussing this period, I focus on some spoliated reliefs exhibited together as a frieze on the Konya walls.
Konya antiquities cultural heritage Seljuk city walls spolia
On dokuzuncu yüzyılda Osmanlı Devleti’nde “âsâr-ı atîka” olarak bilinen eski eserler, 1869 ve 1874’ten sonra, 1884 yılında yeni bir Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi ile daha kapsamlı bir şekilde korunmaya alınmıştı. Daha sonra, 1889 yılında Müze-i Hümayun Nizamnamesi çıkartılmış ve 1899 yılında da Konya Âsâr-ı Atîka Müzesi Anadolu’da Müze-i Hümayun’un ilk şubesi olarak açılmıştı. Bu gelişmeler Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme çabalarının önemli bir kesitiydi ve vilayetlerdeki eserleri korumak için Osmanlı valileri yetkilendirilmekteydi. Nizamnamelerdeki değişikliklerden sonra müzenin açılışına kadar geçen on beş yılda Konya’daki süreç koruma anlayışı açısından nasıl ilerlemişti? Bu çerçevede bir vaka örneği olarak şehrin Ortaçağ surlarının akıbeti önem taşımaktadır. Örneğin, bir yandan Konya’daki eski eserler koruma altına alınırken, diğer yandan şehrin on üçüncü yüzyıldan kalma meşhur Selçuklu surları yık(tır)ılıyordu. Çelişkili görünen bu durumun bir açıklaması olabilir miydi? Elimizdeki yazılı kaynaklar, özellikle surların akıbeti konusunda yeterli bilgi içermemektedir. Ancak, yeni bir teknoloji olan fotoğraf, o dönemdeki gelişmelere tanıklık edilebilmesi açısından önem taşır. Bu makale, Konya’nın on dokuzuncu yüzyıl sonundaki kültür tarihine ve surlarının akıbetine, o yıllarda çekilmiş ve özellikle surlarda bir friz olarak sergilenen bazı devşirme rölyeflerin fotoğrafları aracılığıyla ışık tutmayı hedefler.
Konya âsâr-ı âtîka Müze-i Hümayun Selçuklu surları devşirme malzeme
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Haziran 2022 |
Gönderilme Tarihi | 16 Kasım 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 5 Sayı: 1 |
Ortaçağ Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan makaleler, Creative Commons Atıf-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY-NC 4.0) ile lisanslanmıştır. Bilimsel araştırmaları kamuya ücretsiz sunmanın bilginin küresel paylaşımını artıracağı ilkesini benimseyen dergi, tüm içeriğine anında açık erişim sağlamaktadır. Makalelerdeki fikir ve görüşlerin sorumluluğu sadece yazarlarına ait olup Ortaçağ Araştırmaları Dergisi'nin görüşlerini yansıtmazlar. Kullanım Şartları ve Gizlilik Politikası