The first people of Anatolia mentioned in historical documents are the Hattians and they gave their name to Anatolia. Because Anatolia, BC. III.Millenial It has been called the land of Hatti for a thousand years. This naming, which was first mentioned in Akkadian sources, continued until the Late Assyrian Period. Hittite kings likewise referred to Anatolia as the land of Hatti and themselves as the king of the land of Hatti. This tribe lived in Anatolia in the III. Millenium BC. It is known that they lived in Anatolia for a thousand years. It is understood from the findings around Alacahöyük, İkiztepe, Mahmatlar and Horoztepe that the Hattians reached an advanced level in metalworking. It is known that the Hattians lived in Kaniš during the Colonial Period, from the mention of many Hattic names in Kültepe texts. It is understood that they especially lived within the arc of the Halys River. Hatti god names are mentioned in theophore names. It is known that there are more than one cult centers in the Anatolian geography. Based on the information conveyed by the cuneiform tablets from 2000 B.C, Karahna was an important city in which Assyrian Merchants used to reside. İn the following years, with the Hittites and Hattians taking their region as the center. The city of Karahna preserved its importance and formed an important religious center of the Protective God in the Anatolian geography in the form of a temple city during this period. Cult centers such as Arinna or Nerik in the Hatti country hosted the festivals celebrated throughout the country and were frequented by the Hittite kings belonging to the Hittite imperial period. Thus, it is understood that the city of Karahna may have been in the central administrative structure of the Hittite Kingdom since the old kingdom period.
Anadolu’nun tarihi belgelerde geçen ilk halkı Hattiler’dir ve Anadolu’ya isimlerini vermişlerdir. Zira Anadolu, MÖ III. bin yıldan itibaren Hatti ülkesi adıyla anılmıştır. İlk defa Akadcakaynaklarda geçen bu adlandırma, Geç Asur Devri’ne kadar devam etmiştir. Hitit kralları aynı şekilde Anadolu’yu Hatti ülkesi, kendilerini de Hatti ülkesi kralı olarak anmışlardır. Bu kavmin MÖ III. bin yılda, Anadolu’da yaşadıkları bilinmektedir. Alacahöyük, İkiztepe, Mahmatlar ve Horoztepe buluntularından, Hattilerin maden işlemeciliğinde ileri bir düzeye ulaştıkları anlaşılmaktadır. Hattilerin Koloni Devri’nde Kaniš’te yaşadıkları pek çok Hattice ismin Kültepe metinlerinde geçmesinden bilinmektedir. Onların özellikle, Kızılırmak kavisi içerisinde yaşamış oldukları anlaşılır. Hattitanrı adları teofor isimlerde geçmektedir. Anadolu coğrafyasında birden fazla kült merkezleri bulunduğu bilinmektedir. Hatti ülkesi içerisindeki Arinna veya Nerik gibi kült merkezleri ülke genelinde kutlanılan bayramlara ev sahipliği yaptığı gibi, Hitit krallarının da uğrak yeri olmuştur. Bundan başka bazı kentler önemli tanrıların kült merkezi haline gelmiştir. Bu kentlerden Karahna kenti ise çivi yazılı tabletlerin aktarmış olduğu bilgilerin ışığında, MÖ II. binde Asurlu tüccarların oturdukları önemli bir şehir olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha sonraki yıllarda, Hititlerin Hattilerin yaşamış olduğu bölgeyi merkez edinmeleri ile Karahna kenti de önemini koruyup bu dönem içerisinde tapınak kenti şeklinde, Anadolu coğrafyasında, Koruyucu Tanrı’nın önemli bir dini merkezini oluşturduğu anlaşılmaktadır. Kentin Anadolu coğrafyası içerisinde önemli bir kült merkezi olduğu açıktır, bundan başka Hitit imparatorluk dönemine ait bazı Hitit krallarının yıllıklarında ortaya çıkması ile Karahna kentinin siyasi olaylara şahit olduğu da bilinmektedir. Kentin genel yapısı ve konumu hakkında fazla veri olmamasına rağmen, Hatti kültürünün Karahna da etkin olmasından dolayı, belki de şehrin tarihi Hititler öncesindeki devre kadar uzanmaktaydı.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 28 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
OANNES Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. (CC BY NC)
Dergimize yalnızca Eskiçağ Tarihi, Arkeoloji ve Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri alanlarından yayın kabulü yapılmaktadır. Diğer alanlardan gönderilen yayınlar değerlendirmeye alınmamaktadır.