Eski çağlardan itibaren deniz ve kara ticaret yollarının en önemlilerinden olan Basra Körfezi ve Kızıldeniz güzergâhı hep birbirleriyle mücadele içerisinde olmuşlardır. Bir tarafta; Çin, Hindistan, Yemen, Umman, Bahreyn, Sümer, Akad, Babil, ve Asur medeniyetlerini birbirine bağlayan Basra Körfezi, diğer tarafta ise Kenan, Mısır, Doğu Afrika, Kuzey Afrika ve dolaylı olarak da Avrupa’yı, kara ve deniz yolları ile buluşturan Kızıldeniz bulunuyordu. Konu edindiğimiz coğrafyada Basra Körfezi’ndeki ticari potansiyele ve onunla yarışabilecek hareketliliğe sahip olan tek merkez, Kızıldeniz güzergâhı idi. Kızıldeniz’in dışındaki hiçbir ticari yol güzergâhı, Basra Körfezi’ndeki ticari canlılığa erişememiştir. Abbasî hilafetine gelindiğinde Ebu Cafer el-Mansur 754- 775 döneminden itibaren tedrici bir şekilde Kızıldeniz üzerinden geçen deniz ticaret yolu, Basra Körfezi’ne kaydırılarak bu güzergâhın önemi arttırılmaya çalışıldı. Nitekim Uzakdoğu’ya uzanan deniz yolu trafiğinin Kızıldeniz’den Basra Körfezi yönüne kaydırılması bu bölgedeki limanlara büyük bir canlılık kazandırdı. Buna karşılık Kızıldeniz kıyısında bulunan limanların ise önemleri azaldı. Özellikle Abbasîlerin Bağdat’ı başkent olarak inşa etmelerinin ardından, İran üzerinden kara yolunu, Hint Okyanusu ticaretinde ise Basra Körfezi’ni tercih etmeleri ve Nil ile Kulzüm’ü birbirine bağlayan “Halicü Emiri’l-Müminin” kanalının Ebu Cafer elMansur tarafından kapatılması, Kızıldeniz limanlarının eski önemlerini kaybetmelerinde etkili oldu.
Since ancient times, one of the most important sea and land trade routes , Arabian Gulf, and Red Sea routes always have been in struggle with each other. On the one hand there was the Arabian Gulf which connects China, India, Yemen, Oman, Bahrain, Sumerian, Akkadian, Babylonian, and Assyrian civilizations, on the other there was the Red Sea which meets Canaan, Egypt, East Africa, North Africa and Europe, however indirectly,with land and sea roads. In our topical geography,the only center was the Red Sea route that has commercial potential in the Arabian Gulf and the mobility to compete with it.No commercial routes other than the Red Sea was able to reach the commercial viability of the Arabian Gulf. By the Abbasid caliphate as from Abu Jafar al-Mansur 754- 775 sea trade route passing through the Red Sea was shifted to the Arabian Gulf to increase the importance of this route. Indeed, shifting of the sea route traffic extending Far East from the Red Sea to Arabian Gulf gave a large boost to the ports in this region. However, the ports in the Red Sea coast became less important. After Abbasids built Baghdad as a capital, they were effective the Red Sea ports to lose their former importance that they prefer land route through Iran, prefer the Arabian Gulf in the Indian Ocean trade and the closing of Halicü Emiri'l-Mumineen" channel that connects the Nile with Kulzum by Abu Jafar al-Mansur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 Cilt: 8 Sayı: 1 |