José Saramago’nun Körlük romanı, unutması zor çeşitli sahneleriyle insan tabiatını anlamak için mükemmel bir örnek sunar. Romanda ani gelen körlüğün sebep olduğu gerçek olamayacak kadar distopik olan ortam insanlığın karanlık taraflarının ortaya çıkmasının tetikleyicisi olmuştur. Zaten vahşi bir düzende yaşayan, tarihi sömürüler, açlık ve savaşlarla dolu olan insanlık, medeniyeti hala içselleştirememiş fakat öyle görünmeyi başarabilmiştir. Mecbur kaldığında medeniyeti bir kenara bırakarak bencilleşir çünkü artık önemli olan medeni görünmek değil, hayatta kalmaktır. Bütün tedbirsizliği, umursamazlığı ve otoriterliğiyle devletin, kolektif hareket etmeyi unutmasıyla gittikçe yalnızlaşan, umarsızlaşan modern bireyin de bu ortamın oluşmasında büyük bir payının olduğu okuyucunun gözlerinin önüne serilmekte olan roman bu açıdan çok başarılı bir toplumsal eleştiri ortaya koymaktadır. Bu çalışmada ele alınacak olan konu; Büyük Öteki diye adlandıracağımız, Sembolik düzende yer alan ve yardım talep edilen devlet ve din gibi kurumlar, karakterlerin Gerçek düzleme geçmesiyle anlamlarını yitirecek, körler bu kurumlardan umutlarını keseceklerdir. Bunun sonucunda, hayatta kalmanın tek yolunun birlikte hareket etmek olduğunu ve çıkış yolunu bulmanın sadece kendi ellerinde olduğunu kabulleneceklerdir. Bu kabulleniş süreci Gerçek düzlemde başlamıştır. Dolayısıyla makalede Körlük’te distopik bir anlatımla insanlığın ani gelişen körlükle birlikte Gerçek düzleme geçip kendi benliklerini tanımaları ve bu farkındalığa ulaşmadaki süreç Lacan’ın Gerçek (Réel) kavramı bağlamında incelenecektir.
José Saramago’s Blindness is a perfect example to understand human nature since it presents us with the scenes that is hardly forgettable. In the novel, an unimaginable dystopia of which the reason is a sudden, unexpected epidemic of blindness, triggers people’s dark side to come out. Humanity, who already live in savage circumstances, of whom the history is full of wars and hunger, could not internalize the civilization but succeed to pretend to look civilized. However, when compelled, humans, putting aside civilization, become selfish since the only important thing is to survive not to pretend. Readers are presented to which both the government who are incautious, careless, authoritarian, and modern individuals who are forgetful about resisting together as they get lonely, have an equal share in creating this dystopia. With transition to the Real order, such notions as government and religion lose their meanings, Blinds give their hope up on these establishments from whom help is claimed and that are called as Big Other in the article. As a result, they give into the idea that the way of survive is to move together and they should count on themselves only in order to find a way out. This process of acknowledgement begins in the Real order. Consequently, in the article, it will be analyzed that the dystopic narration of Blindness, that the people’s realization of their inner nature when they pass into the Real order leads to a realization process in the context of Lacan’s concept of Real (Réel).
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALE |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Temmuz 2021 |
Gönderilme Tarihi | 18 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 11 Sayı: 2 |
Bilginin ışığında aydınlanmak dileğiyle....
ODÜSOBİAD