Avrupa’da teknikleşme, bilgi birikimi ve kapitalist düşüncenin varlığı ile emek yoğun üretim azalarak, sermaye yoğun üretimin payı artmıştır. Sanayileşme ile ekonomisi gelişen Avrupa devletleri, çevre ülkeleri pazar olarak kullanmaya başlamıştır. Merkezden çevreye doğru bir ticaret akımının varlığı ile ilk olarak dışsal alanda yer alan Osmanlı İmparatorluğu, Hindistan ve Çin gibi ülkeler, çevre ülke olarak görülmeye başlanmış ve bu ülkeler endüstrileşmeye entegre olmaya çalışmışlardır. Çalışmanın konusunu oluşturan Osmanlı İmparatorluğu’nda sanayileşme hareketleri, Avrupa’dakine benzer bir yapıda oluşmamıştır. Endüstri Devrimi, özünde tarımsal üretimden makine teknolojisine geçişi ifade ederken, bu süreç Osmanlı’da daha farklı alanlarda tezahür etmiştir. Coğrafi sınırları itibariyle geniş bir alana sahip olan Osmanlı Devleti’nde, hükümran olunan coğrafyayı kontrol edebilmek askeri ve mali gücün işler ve sağlam bir yapıda olmasıyla mümkün olmuştur. Bu cihetle devlet bünyesinde bulunan fabrika ve imalathaneler daha çok askeri alet yapımında kullanılmak üzere inşa edilmiştir. 18. yüzyılda girişilen savaşlarda alınan mağlubiyetler, artık Osmanlı savaş toplarının yetersiz olduğunu, Avrupalı devletlerin askeri alanda teknikleşmeye gittiğini göz önüne sermiştir. Osmanlı’da ağır sanayi olarak, tersane, tophane, baruthane ve cebehane görülmekte ve bunlar genellikle İstanbul, Selanik, Gelibolu, Bor, İzmir gibi şehirlerde meydana getirilmiştir. Çalışmada Osmanlı Devleti’nde askeri alanlarda gerçekleşen endüstrileşmenin, Osmanlı ekonomisine ne ölçüde katkı sağladığı dönemin fabrika üretim verileri dikkate alınarak incelenmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ekim 2016 |
Gönderilme Tarihi | 3 Ekim 2016 |
Kabul Tarihi | 5 Ekim 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 9 Sayı: 4 |