Tarihin hemen her döneminde devletlerle
paydaşları arasında özellikle devletlerin halka dair tasarruflarının
duyurulmasında yollar aranmış; tellallar, fermanlar, nameler, ilanlar
kullanılmıştır. Devletlerin iş ve işlemlerinin taş ve kil tabletlerden,
papirüslere, el yazmalarına kadar değişik biçimlerde kayıt altına alınıp kuşaktan
kuşağa intikal ettirdiği de bilinmektedir.
Resmi gazetelerin gelişmesi ve bu günkü hale
gelmesi devletlerin hukuk devleti, açıklık, şeffaflık, günışığında yönetim gibi
prensipler üzerinden hareket etmeye yönelmeleriyle birlikte gerçekleşmiştir.
Fransız Devrimi ile birlikte Roma
hukukundan gelen “Kanunu bilmemek mazeret değildir” anlayışının yerine
“kanunların yürürlüğe girebilmesi için vatandaşlarca öğrenilmesi gerekir, bunun
için de duyurulmalıdır” yaklaşımı egemen olmuş; matbaanın gelişmesi ve teknolojik
yeniliklerle birlikte devletlerce yayınlanan ve yasama, yargı ve yürütmeye
dair iş ve işlemlerini vatandaşlarla
paylaştıkları resmi gazeteler çoğalmıştır.
Türkiye’de de Resmi Gazete anlayışının kökeni
Batılı ülkelerdeki gibi eskiye dayanmaktadır. Takvim-i Vekayi ile başlayan
süreç, Anadolu Hükümeti’nin Ceride-i Resmiye, Resmi Ceride ve bu günkü adıyla
Resmi Gazete yayınlamasıyla günümüze kadar ulaşmıştır.
Resmi Gazete Açıklık Şeffaflık hukuk devleti T.C. Resmi Gazete Hatay Devleti Resmi Gazetesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | 2016 Yılı 4. Sayı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2016 |
Kabul Tarihi | 14 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 4 |