Osmanlı Devleti, XIX.yüzyılın başlarında üç kıtadaki geniş toprakları ile Avrupa'da hesaba katılması gereken bir kudreti temsil ediyordu. Buna rağmen devletin askerî gücü, iktisadî ve malî durumu eski devirlerle kıyaslanamayacak derecede zayıflamıştı. Bu zayıflığı, iç isyanlar. Sürekli ve uzun savaşlar, merkezî idarenin otoritesini kaybetmesi, çağın teknik gelişmelerinden uzak kalma, dış müdahaleler ve kapitülasyonlar gibi sebepler artırmış ve hızlandırmıştı.
Osmanlı Devleti, XIX. yüzyılın ilk yarısında büyük iç ve dış meselelerle meşgul olmak zorunda kalmıştı. Devlet, bu meseleleri halledebilmek için içte bazı ıslâhat teşebbüsleri ile bünyesini güçlendirmeye çalışırken, dışta da toprak bütünlüğünü korumak amacıyla çeşitli savaşlara girmişti. Bu ortamda, Osmanlı tebeasından bazıları dinî ve millî istiklâl iddiaları ile isyan etmişler, Yunanistan Devleti kurulmuş ve Eflâk Buğdan ile Sırbistan Bâbıâlî'nin hakimiyetini sadece görünüşte1 tanır olmuşlardı. Diğer tarafdan, 1830'da Fransa Cezayir'i işgal etmişti. Osmanlı Devleti, büyük devletlerin politikaları ile kendisinden koparılan Mora ve Cezayir'in acısını henüz unutamadan Mehmed Ali Paşa'nın isyanı ile karşılaşmıştı.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | İçindekiler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Nisan 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 1993 Cilt: 8 Sayı: 1 |