As is well know the resuurection of Jesus is the central point of the Christianity. Its significance in the church and in theology is immense. Since the church derives its right to exist from the authority bestowed on it by the resurrected and ascended Christ and this Christ stil serves academic theology as a guarentee for theological epistemology. By taking into account the significance of issue of the resurrection of Jesus from dead after his cruxifiction we can say that in today’s Christianty everything quite simply depends on the event of the resurrection of Jesus. Because of this importance of this event for Christianity we wanted to answer what really happened to Jesus after his cruxifiction by the Roman governer Pontus Pilatus by analaysing deeply Christian accounts which are found both canonic and non-canonic sacred writings and evaluate them from the historical point of view. In the end of our examination of these sources we reached the following conclusion. The resurrection of Jesus did not involve the resusciation of his body after his dead. Belief in Jesus’s resurrection did not depend on what happened to his body. The resurrection was not an event that happened on the first Easter Sunday. Since the earlier strata of the New Testament contain no appearence stories of Jesus to his followers, it does not seem necessary for Christians faith to believe the literal veracity of any of the later narratives concerning this event.
İsa-Mesih’in ölümden dirilmesi inancı günümüz Hıristiyanlığının bel kemiğini oluşturmaktadır. Dahası bu inancın hem kilise hem de Hıristiyan teolojisindeki önemi çok büyüktür. Kilise, otoritesini ölümden dirilen ve göğe yükseldiğine inanılan İsa-Mesih’in havarilerine bahşettiği otoriteden/yetkiden almaktadır. Ölümden dirilen İsa, teolojik epistemolojinin bir garantisi olarak akademik teolojiye hizmet etmektedir. İsa’nın çarmıha gerilmesinin üçüncü gününde ölümden dirildiği yönündeki inancın Hıristiyan düşüncesindeki bu öneminden dolayı günümüz Hıristiyanlığındaki hemen her konunun İsa’nın ölümden dirilmesi ve göğe yükselmesi olayına bağlı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yazımızda Hıristiyanlık için bu denli önemli olan İsa’nın ölümden dirilmesi olayını ele alarak bu olayla ilgili kutsal kitap rivayetlerini tarihsel açıdan değerlendirip İsa’nın akıbetinin ne olduğu sorusunu yanıtlamaya çalıştık. Bunu yaparken kendimize şu soruları soracağız. İsa gerçekten ölümden dirildi mi? Dirildiyse nasıl dirildi? Dirilme olayının görgü tanıkları var mı? Yoksa İsa’nın öldüğünü bir türlü kabul edemeyen taraftarları, bağlılıkları nedeniyle onu imanlarında mı diriltmiştir? Ya da çarmıhta yaşadığı açı ve ıstıraptan dolayı bayılan İsa, kaya mezara kapatıldıktan sonra kendine gelince havarileri bu durumu ölümden dirilme olarak mı anlamıştır? Çalışmamızın sonunda konuyla ilgili şu temel sonuçlara ulaştık: İsa’nın ölümden dirilmesi ölen bedenin tekrar yaşam kazanması değil, ilk taraftarlarının gözünde şekil değiştirmesi ve aşkınlaşması anlamına gelmektedir. Bundan dolayı Hıristiyan düşüncesinde İsa’nın ölümden dirildiğine iman onun ölen bedenine ne olduğuna bağlı değildir. İsa’nın ölümden dirilmesi ilk Paskalya Pazarında yani İsa’nın çarmıha gerilmesinin üçüncü gününde olan bir olay değil, ilk Hıristiyan cemaati içinde daha sonraları ortaya çıkan bir inanç konusudur. Yeni-Ahit kaynakları İsa’nın ölümden dirilmesini ve taraftarlarına görünmesiyle ilgili ilk Hıristiyan toplumunda ortaya çıkan farklı rivayetleri ve tecrübeleri nakletmekte yoksa söz konusu olayın nasıl vuku bulduğunu görgü tanıklarına başvurarak tasvir etmemektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2007 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 24 Sayı: 24-25 |