The Caliph Umar was an organizer as well as a statesman. Before converting to Islam, he was working an ambassador for the Arabs. After accepting Islam, he continued the same job on behalf of Muslims. At the same time, he worked as an advisor and helped for the administration of the Prophet Muhammad and the Caliph Abu Bakr. When he became a Caliph, his past experiences concerning statesmanship contributed an important support to his own administration. Thus, he can be identified as an important statesman and intelligent diplomat who predicted the future.
Hz. Ömer teşkilatçı bir devlet adamı olmanın yanı sıra, döneminin siyasal dengelerini yakından tanıyan iyi bir diplomat olarak da dikkat çekmektedir. O, Müslüman olmadan önce Araplar’ın elçilik (sefîr) görevini yürüttüğü gibi, Müslüman olduktan sonra Hz. Muhammed ve Hz. Ebu Bekir’e devlet idaresinde danışmanlık yapmıştır. Ayrıca İslâm’ı kabul ettikten sonra Müslümanlar adına elçilik görevini de sürdürmüştür. Bu görevler ona, bulunduğu coğrafyayı, kabileler arası dengeleri ve Arabistan’a komşu devletlerin durumunu yakından tanıma olanağı sunmuştu. Halife olduğu zaman geçmişte kazandığı tecrübenin kendisine devlet idaresinde önemli katkılar sağladığı düşünülebilir. Bu yüzden o, önemli bir devlet adamı ve ileriyi gören bir diplomat olarak nitelenebilir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2004 |
Gönderilme Tarihi | 2 Kasım 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2004 Cilt: 16 Sayı: 16 |