After the emergence of methodology, each sect created an original methodology. Different methods emerged on the basis of different conceptions of the fuqaha in terms of method. In this context, Mâlikî methodology made publications in the early periods of compilation and codification of methodology works. Although Imam Malik does not possess any methodological works, his compilation titled el-Muvattâin which the fatwa, fiqh, and hadith are compiled forms the basis for these methodology activities. The different perspectives of Medina, Egypt, Iraq, and Andalusia schools which emerged in the Malikian sect also affected the methodology of each school, and each school produced works within the framework of their own thoughts. The first methodological works were centered in Iraq and then an era of development through the Andalusian scholarship was observed, while the Egyptian school shaped the classical period of the Maliki methodology. Although the fuqaha and combined method were used in these processes, a compilation tradition was created mainly within the framework of the mutakallamin method. The Iraq Maliki methodology of which the basic characteristic is debate and opposition in terms of methodology, Andalusia methodology which contradicts with this approach, and Egypt methodology which fuses these two methods have been effective. The Andalusian methodology school and the Egyptian methodology which remained under the influence of Irâq in the final process and based on the Irâq methodology were the two main schools that continued their dominance in the sect. In the modern era, a maqasid-based methodology, which is very different from the classical method, became dominant. In the present article, a holistic and overall picture of the development course of the Maliki methodology will be presented while considering the peculiar features and historical process of these periods of the Maliki methodology.
Usûl ilminin ortaya çıkmasından sonra her mezhebin kendine özgü bir usûl anlayışı oluşmuştur. Fakihlerin farklı usûl anlayışları temelinde farklı usûller ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda Mâlikî usûlü de usûl eserlerinin telif ve tedvîn edildiği erken dönemlerde eserlerini vermiştir. İmâm Mâlik’in usûle dair bir eseri mevcut olmasa da fetvâ, fıkıh ve hadisleri topladığı el-Muvattâisimli telifi söz konusu usûl faaliyetlerinin temel dayanağı olmuştur. Mâlikî mezhebinde ortaya çıkan Medîne, Mısır, Irâk ve Endülüs ekollerinin farklı bakış açıları usûl ilmine de etki etmiş ve her ekol kendi düşünceleri çerçevesinde eserler ortaya koymuşlardır. İlk usûl çalışmaları Irâk merkezli olmuş daha sonra Endülüs ulemâsı üzerinden gelişme çağı yaşanmış, Mısır ekolü ise Mâlikî usûlünün klasik dönemini şekillendirmiştir. Söz konusu bu süreçlerde fukahâ ve memzûc metod kullanılmış olsa da ağırlıklı olarak mütekellimîn metodu çerçevesinde bir telif geleneği oluşturulmuştur. Usûl anlayışı bakımından ise temel karakteristiği cedel ve hilâf olan Irâk Mâlikî usûl anlayışı, söz konusu bu anlayışa karşı duruş sergileyen Endülüs usûl anlayışı ve bu iki metodu mezceden Mısır usûl anlayışı etken olmuştur. Nihâyi süreçte Irâk’ın etkisinde kalan ve Irâk metodunu esas alan Endülüs usûl ekolü ve Mısır usûl anlayışı mezhepteki hâkmiyetini devâm ettiren iki temel ekol olmuştur. Modern dönemde ise klasik usûl anlayışından çok farklı makâsıd temelli bir usûl anlayışı hâkim olmuştur. Bu makalede Mâlikî usûl ilminin geçirdiği bu dönemlerin kendine has özellikleri ve tarihsel süreci ele alınarak Mâlikî usûlünün gelişim seyrine dair bütüncül ve genel bir resim ortaya konulacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 20 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 17 Nisan 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 48 |