In the researches, it was concluded that the lack of micro-level physical
measures in the crime scene had a significant effect on the committing of
violent crimes. In addition, the lack of sociological factors such as
collective consciousness, social control and social sensitivity affect the rate
of violent crimes. This study aims to identify spatial risk factors that
increase or decrease the crimes against property, damage to property, theft and
loot crimes from a forensic sociological perspective. In this study, a
quantitative research method was used and a questionnaire was applied to 154
prisoners and inmates who committed crimes against their assets. According to
the results of the logistic regression analysis obtained according to the
answers made to the questionnaire; the fact that the space is open to the
public sphere reduces the risk of committing a crime, and the absence of people
in the environment and the evaluation of the target as appropriate and
accessible by the prisoner increases the risk of committing the crime. At this
point, the human element in the space has the feature of preventing the crime and
in case of the occurrence of the crime, it is important to clarify the incident
by means of witness evidence.
Yapılan araştırmalarda suç mekânında bulunan mikro düzey fiziksel
tedbirlerin eksikliğinin şiddet suçlarının işlenmesinde anlamlı düzeyde etkisi
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra kolektif bilinç, toplumsal
denetim ve toplumsal duyarlılık gibi sosyolojik faktörlerin eksikliği de şiddet
suçlarının oranını etkilemektedir. Mal varlığına karşı suçlar, mala zarar
verme, hırsızlık ve yağma suçlarının işlenmesini artıran veya azaltan mekânsal
risk faktörlerinin tespit edilmesini amaçlayan bu çalışma, adli sosyolojik
bakış açısıyla ele alınmıştır. Nicel araştırma yönteminin kullanıldığı
çalışmada malvarlığına karşı suçları işleyen 154 tutuklu ve mahkûma anket formu
uygulanmıştır. Anket formuna verilen cevaplar doğrultusunda yapılan
sınıflandırma sonucu elde edilen lojistik regresyon analizi sonuçlarına göre;
mekânın kamusal alana açık olması suç işlenmesi riskini azaltırken, çevrede
insan bulunmaması, hedefin tutuklu ve mahkûm tarafından müsait ve erişilebilir
olarak değerlendirilmesi suçun işlenme riskini arttırmaktadır. Bu noktada
mekânda yer alan insan unsuru, hem suçu engelleme özelliği taşımakta hem de
suçun oluşması durumunda görgü tanığı delilleri vasıtasıyla olayın
aydınlatılmasında önem teşkil etmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2020 |
Kabul Tarihi | 23 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 15 Sayı: 21 |