Özet
Osmanlı İmparatorluğu her uzun ömürlü devlet gibi çeşitli dönemlerde kurumsal ve yönetimsel bağlamda değişimler yaşamıştır. Bu değişimlerden belki de en çarpıcısı 17.yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Klasik Dönemde iktidarı tekelinde bulunduran padişah, 17. yüzyılda iktidarın sadece bir parçası hâline gelmiştir. Önceden iktidarın vekili konumunda olan sadrazamlar, bu dönemde iktidara ortak olabilmek için savaşmak zorundalardır. Padişaha hiç olmadığı kadar yakın olan saray efradı ise iktidarın sürpriz ortakları olarak yeni düzenin güçlü aktörleri olmuşlardır.
Çalışmamız Sultan İbrahim döneminin sadrazamları olan Kemankeş Kara Mustafa Paşa ve Hezarpâre Ahmed Paşa’nın iktidar anlayışlarına ve iktidarları için verdikleri/vermedikleri mücadelelere odaklanmıştır. Sultan İbrahim ruhi bunalımlarının esiri durumundadır. İktidarını adeta saray halkı arasında pay etmiştir. Vekil-i mutlak olan veziriazamın böyle bir ortamda nasıl davrandığı devlet için hayati önem taşımaktadır. Aslında önünde sadece iki seçenek vardır; tam anlamıyla iktidara sahip olmak için mücadele etmek ya da iktidarda kalabilmek için diğer güç odaklarına boyun eğmek.
Abstract
The Ottoman Empire, like every long-lived state, experienced changes in institutional and administrative context in various periods. Perhaps the most striking of these changes took place at the beginning of the 17th century. The sultan, who monopolized the power in the Classical Period, became only a part of the power in the 17th century. In this period, Grand viziers, who were previously in the position of proxy of the power, have to fight in order to be a partner in power. The courtiers, who were closer to the sultan than ever before, became the powerful actors of the new order as the surprise partners of the power.
Our study focuses on the understanding of power of Kemankeş Kara Mustafa Pasha and Hezarpare Ahmed Pasha, the grand viziers of the Sultan Ibrahim period, and the struggles they gave or did not give for their power. Sultan İbrahim was suffering from his mental health. He almost divided his power among the people of the palace. How the vizier, who is the absolute deputy, behaves in such an environment is of vital importance for the state. In fact, there are only two options in front of him; struggling for full power or submitting to other power centers in order to stay in power.
Sadrazam 17. Yüzyıl Sultan İbrahim Kemankeş Kara Mustafa Paşa Hezarpare Ahmed Paşa
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 25 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 51 |