Amaç: Rutin gebelik takipleri için hastanemize başvuran gebelerde, fetal iyilik hallerinin takibinde non-reaktif non-stress test ön tanısı alıp, doğumhaneye yönlendirilen gebelerin sezaryen oranları ve perinatal sonuçları araştırılmıştır.
Materyal ve Metot: Ocak 2018-Aralık 2018 tarihleri arasındaki 1 yıllık süre zarfında 37-41 haftalık gebeliği mevcut olup, rutin gebelik kontrolleri sırasında non-reaktif non-stress test ön tanısı alıp, doğumhaneye yönlendirilen toplam 100 adet gebenin verileri retrospektif olarak tarandı. Non- reaktif non- stress teste sebep olabilecek risk faktörleri bulunan yüksek riskli gebeler araştırmaya dahil edilmedi. Araştırmada gebelerin doğum şekilleri kayıt altına alındı ve bunlardan non-reaktif non-stress teste bağlı sezaryen olanlar araştırıldı.
Bulgular: Çalışmamız kapsamında non-reaktif non-stress teste bağlı doğumhaneye yönlendirilen 100 hastanın; 88’i fetal canlandırma işlemleri sonrası non-stress testleri reaktivite göstermiştir. Geriye kalan 12 hastaya da fetal canlandırma işlemleri uygulanmış ancak fetal canlandırma ve diğer işlemlerden sonuç alınmayınca acil sezaryen ile doğumları gerçekleşmiştir. Non-rektif non stress test tanısı alıp doğurtulan gebelerdeki primer sezaryen oranı %23,6 olarak görülmüştür. Perinatal sonuçlar açısından fetal iyilik hali takibinde non-reaktif stress test tanısı alıp doğumu olanlar ile non-reaktif non-stress test tanısı almayıp doğuranlar arasında istatistiksel anlamlı bir fark yoktur (p>0,05).
Sonuç: Non-reaktif non-stress test tanısı alıp doğurtulan gebelerde primer sezaryen oranı artmıştır.
Objective: Cesarean rates and perinatal outcomes of pregnant women who admitted to our hospital for routine follow-up and were referred to the delivery room with pre-diagnosis of non-reactive nonstress test were investigated.
Materials and Methods: A total of 100 pregnant women of 37-41 weeks gestation who were pre-diagnosed with non-reactive nonstress test during routine follow-up and referred to the delivery unit between January 2018 and December 2018 were retrospectively evaluated. High-risk pregnant women with risk factors that may have contributed to non-reactive nonstress test were not included in the study. Modes of delivery were documented and cesarean deliveries due to non-reactive nonstress test were investigated.
Results: Of the 100 patients referred to the delivery room due to non-reactive nonstress test, 88 showed reactive nonstress test following fetal resuscitation. The remaining 12 patients were nonresponsive despite fetal resuscitation and other efforts and underwent emergency cesarean delivery. The primary cesarean rate of delivered pregnancies diagnosed with non-reactive nonstress test was 23.6%. There was no statistically significant difference between pregnancies diagnosed and not diagnosed with non-reactive nonstress test according to perinatal outcomes in fetal wellbeing follow-up (p>0.05).
Conclusions: Primary cesarean rate was higher in delivered pregnancies diagnosed with non-reactive nonstress test.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sağlık Kurumları Yönetimi |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2020 |
Gönderilme Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 15 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 5 Sayı: 4 |
Bu, Creative Commons Atıf Lisansı (CC BY-NC 4.0) şartları altında dağıtılan açık erişimli bir dergidir. Orijinal yazar(lar) veya lisans verenin adı ve bu dergideki orijinal yayının kabul görmüş akademik uygulamaya uygun olarak atıfta bulunulması koşuluyla, diğer forumlarda kullanılması, dağıtılması veya çoğaltılmasına izin verilir. Bu şartlara uymayan hiçbir kullanım, dağıtım veya çoğaltmaya izin verilmez.