Öz
Amaç: Bu çalışma hasta yakınlarının aile yaşam doyumu ve umutsuzluk düzeylerini incelemek amacı ile gerçekleştirilmiştir.
Materyal ve Metot: Tanımlayıcı tipte olan çalışmaya; Kasım 2018- Mart 2019 tarihleri arasında İstanbul’da özel bir hastanede hastasına bakım veren 345 hasta yakını katılmıştır Veri toplamak amacıyla yapılandırılmış tanıtıcı özellikler veri formu, Aile Yaşam Doyumu Ölçeği (AYDÖ) ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) kullanılmıştır.
Bulgular: Hasta yakınlarının AYDÖ toplam puan ortalaması 138,52±22,49, BUÖ toplam puan ortalaması ise 7,10±4,40 olarak bulunmuştur. Refakat edilen hastanın tanılanma süresinin bir yıl ve üzeri olması (p<0,001) ve yatış süresinin 51 günden uzun olması (p=0,007) hasta yakınlarının AYDÖ puan ortalamalarında istatistiksel olarak anlamlı azalma oluşturduğu belirlenmiştir. Ebeveyn olan hasta yakınlarının BUÖ puan ortalamaları, hastaların eşleri, kızları, oğulları ve diğer yakınlarına göre daha yüksek bulunmuştur (p<0,001). Refakat edilen hastanın 0-17 ve yaş grubunda olması (p<0,001) ve cerrahi hastalıklardan tedavi almasının (p=0,006) BUÖ puan ortalamasını istatistiksel olarak yüksek olduğu saptanmıştır. Hasta yakınlarının AYDÖ ve BUÖ puan ortalamaları arasında negatif yönde zayıf bir ilişki saptanmıştır (r=-0,387; p<0,001).
Sonuç: Hasta yakınlarının ailesi ile birlikte olduğunda ortalamanın üstünde bir aile yaşam doyumuna sahip olduğu ve umutsuzluk düzeylerinin ortalamanın altında olduğu görülmüştür. Hasta yakınlarının aile yaşam doyumları arttıkça umutsuzluk düzeylerinin azaldığı görülmektedir. Çalışma bulgularına göre öğrenim düzeyi ve gelir düzeyi düşük, tanılanma ve yatış süresi uzun, cerrahi hastalıklar nedeniyle tedavi alan ve özellikle 0-17 yaş grubundaki hastaların ebeveynlerine sosyal destek konusunda daha özen gösterilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Destekleyen Kurum
Çalışmaya sağlanan finansal bir destek yoktur.
Teşekkür
Çalışmaya katkıları olan Melis Paçavra, Şehide Sena Öztürk, Hilal Şahin, Melisa Başpınar, Selin Dinç, Özlem Başıböyük, Gülçin Koca, Merve Demir, Tuba Gelener ve Ebru Gelener’e teşekkür ediyoruz.