Bu makale, neoliberal küreselleşme sürecinde kabul edilebilir ve mevcut göç türlerini bir şekilde kapsayabilecek bir kavram olarak “artık nüfus” kavramını ve son yıllarda bu kavramın tartışılma biçimlerini aktarmayı amaçlamaktadır. Bunu yaparken, tarihsel materyalist metodolojinin ışığında, çok sayıda değişkeni aynı anda ele almayı mümkün kılan bir ekonomi politik bağlam oluşturmak esastır. Tüm göç türlerinin nedenlerinin ortak özelliği, merkez ve çevre ülkelerde uygulanan neoliberal ekonomi politikalarından kaynaklanıyor olmasıdır. Neoliberal küreselleşme, esnek, enformel, güvencesiz emek taleplerini karşılamak, yeniden üretim alanlarını ve doğayı metalaştırma süreçlerine dahil etmek adına büyük bir küresel yedek işgücü ordusu meydana getirmiştir. Sermayenin neoliberal yayılma evresinde, kapitalist birikim, artık nüfus yaratma kapasitesini de genişletmiştir. Birikim sürecine tabi olan bir dünya nüfusu, küresel işgücü arzı olarak artık nüfusa dönüşme potansiyeli taşır. Potansiyel göçmen hem hareketli hem hareketsiz olmalıdır. Eğitimli/eğitimsiz, vasıflı/vasıfsız, belgeli/belgesiz fark etmeksizin, ancak mutlak ya da göreli mülksüz ve yerinden edilmiş işgücü artık nüfus kitlesine dahil edilebilmelidir. Sonuç olarak, “artık nüfus” günümüzde küresel ölçekte işlev görmekte, insanları farklı kategorilerde marjinalleştirerek tümünü “zorunlu” göçe sürüklemektedir.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Makro İktisat (Diğer) |
| Bölüm | Araştırma Makaleleri |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 31 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 7 Temmuz 2025 |
| Kabul Tarihi | 28 Temmuz 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 4 Sayı: 2 |