The current situation of the Western exclusion strategies of Russian science builds up the complex of emerging controversies in the face of the Arctic research community and the future sustainable development of the region. The recent sixth assessment report of the IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) from 2023 states that decisions being made in this decade may affect the Earth for millennia. This requires the urgency of political decisions and the importance of a balanced approach to the inclusive scientific dialogue especially in the Arctic region to avoid misinterpretations of observation and monitoring of rapid changes, and thus, the timely and prompt response. Even though some Western scientists are advocating different coping strategies to continue the science dialogue, little has been done formally to overcome the general atmosphere of cautious and fearful communication. This paper discusses the current trends through a situational analysis of the established practices of international scientific dialog in the Arctic in the current period by means of an inclusive observation method through the dialectical principles of science diplomacy. The emerging controversies in science presume that future scenarios of the holistic science dialogue will not reduce the tensions of the international geopolitical situation through scientific integration and science diplomacy, but on the contrary, the renewal and strengthening any scientific dialog will only be based on political decisions and through the lenses of the existing political discourse.
science diplomacy geopolitical crisis Russian-Western science divide Russian science exclusion
Batılı ülkelerin Rus bilimini dışlama stratejilerinin mevcut durumu, Arktik araştırma topluluğu ve bölgenin gelecekteki sürdürülebilir kalkınması karşısında ortaya çıkan karmaşık bir çelişkiler bütünü oluşturmaktadır. 2023 tarihli IPCC’nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) altıncı değerlendirme raporu, bu on yılda alınacak kararların Dünya’yı bin yıllar boyunca etkileyebileceğini belirtmektedir. Bu, siyasi kararların aciliyetini ve özellikle Arktik bölgesinde kapsayıcı bilimsel diyaloğa dengeli bir yaklaşımın önemini, hızlı değişikliklerin gözlemlenmesi ve izlenmesinin yanlış yorumlanmasını ve dolayısıyla zamanında ve hızlı tepkiyi gerektirir. Her ne kadar bazı Batılı bilim insanları bilimsel diyaloğu sürdürmeye yönelik çeşitli başa çıkma stratejilerini savunsa da, temkinli ve çekingen bir iletişim ortamını aşmak için resmi olarak çok az şey yapılmıştır. Bu makale, mevcut dönemde Arktik’te kurulu uluslararası bilimsel diyaloğun yerleşik uygulamalarının durum analizi yoluyla mevcut eğilimleri, bilim diplomasisinin diyalektik ilkeleri üzerinden kapsayıcı bir gözlem yöntemi ile ele almaktadır. Bilimde ortaya çıkan bu çelişkiler, gelecekteki bütünsel bilim diyaloğu senaryolarının, bilimsel entegrasyon ve bilim diplomasisi aracılığıyla uluslararası jeopolitik durumdaki gerilimi azaltmayacağını, aksine, herhangi bir bilimsel diyaloğun yenilenmesi ve güçlendirilmesinin yalnızca siyasi kararlara ve mevcut siyasi söylemler çerçevesinde gerçekleşeceğini öngörmektedir.
bilim diplomasisi jeopolitik kriz Rusya-Batı bilim ayrımı Rus biliminin dışlanması
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 26 Eylül 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 10 Ekim 2024 |
Gönderilme Tarihi | 11 Ağustos 2024 |
Kabul Tarihi | 12 Eylül 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 13 Sayı: Özel Sayı |