Amaç: Toplum kökenli pnömonide (TKP) enfeksiyona bağlı inflamasyon ve oksidatif stres oluşmaktadır. Bu çalışmamızda amacımız; başlangıç yüksek dansiteli lipoprotein (HDL), düşük dansiteli lipoprotein (LDL) ve ürik asit serum düzeylerinin TKP’de kısa dönem (30 gün) hastalık sürecindeki değişikliklerle ilişkisini değerlendirmektir.
Gereç ve yöntem: 2012-2018 tarihleri arasında hastaneye yatırılarak tedavi edilen 113 TKP olgusu retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaneye başvuru esnasındaki ilk 24 saatte ölçülen HDL, LDL ve ürik asit düzeyleri incelendi. Hastane kabulünde alınan kandaki HDL, LDL ve ürik asit değerlerinin kısa dönem mortaliteyle ilişkisi ve hospitalizasyonla korelasyonunu araştırıldı.
Bulgular: 71’i (%62,8) erkek, 42’si (%37,2) kadın olan 113 hasta dahil edildi. Ortalama yaş 74±11 yıl olarak bulundu. Otuz günlük mortalite oranı %10,6 (113 hastanın 12’sinde) olarak saptandı. Yoğun bakım yatış oranı %15 olarak (113 hastanın 17’sinde) tespit edildi. Mortalite saptanan tüm vakaların yoğun bakımda takip edildiği tespit edildi. HDL, LDL ve ürik asit konsantrasyon normal aralığı sırasıyla 40-70 mg/dL, 60-13 mg/dL ve 1,8-8 mg/dL olarak kabul edilirken; kan serum LDL, HDL ve ürik asit serum düzeylerimiz sırasıyla 97,95±42,11 mg/dL (min:26, maks:271), 40,94±13,70 mg/dL (min:5,10, maks:83,20), 5,99±2,18 mg/dL (min:1,40, maks:13,20) bulundu. HDL ve LDL düzeyleri istatiksel olarak anlamlı saptanmadı (p=0,482, p=0,725). HDL, LDL ve ürik asit düzeylerinin klinik yatış süresi ve yoğun bakım ihtiyacını öngörmede ilişkisi istatiksel olarak anlamlı değildi. Çoklu değişkenli logistik regresyon analizde ürik asit düzeyi koruyucu faktör olarak tespit edildi (OR, 0,694; %95 Cl, 0,478-0,989, p=0,048). Sonuçta ürik asitin artması mortalite riski azaltırken; düşük ürik asit düzeyleri (1/0,694) 1,44 kat mortalite olasılığını artırmaktadır.
Sonuç: TKP’de kısa dönem prognoz takibinde serum ürik asit düzeylerinin seri ölçümlerle takip edilmesinin faydalı olabileceği düşünülmüştür. Serum ürik asit düzeyinin TKP’de klinik risk skorlamalarında yer alması için çok merkezli, gözlemsel çalışmalar yapılmalıdır.
Purpose: Community-acquired pneumonia (CAP) leads to inflammation and oxidative stress as a result in infection. In the present study, we aimed to investigate the relationship between initial serum high-density lipoprotein (HDL), low-density lipoprotein (HDL), and uric acid levels on short-term (30-day) changes in the course of CAP.
Materials and methods: The retrospective study included 113 patients with CAP that received inpatient care between 2012 and 2018.The HDL, LDL and uric acid values in the blood received in hospital admission were examined for their relationship with short-term mortality and correlation with hospitalization.
Results: The 113 patients comprised 71 (62.8%) men and 42 (37.2%) women with a mean age of 74±11 years. Of the 113 patients, 30-day mortality occurred in 12 (10.6%) patients. Of the 113 patients, 17 (16.5%) patients were hospitalized in ICU. All cases detected as mortality were followed in ICU. Normal ranges of HDL, LDL, and uric acid concentrations were accepted as 40-70 mg/dL, 60-130 mg/dL, and 1.8-8 mg/dL, respectively. The mean serum LDL, HDL, and uric acid levels were 97.95±42.11 (range, 26-271) mg/dL, 40.94±13.70 (range, 5.10-83.20) mg/dL, and 5.99±2.18 (range, 1.40-13.20) mg/dL, respectively. HDL and LDL levels were found to be insignificant predictors of 30-day mortality (p=0.482 and p=0.725, respectively). Similarly, serum HDL, LDL, and uric acid levels were found to be insignificant predictors of the duration of hospitalization and ICU requirement. On the other hand, multivariate logistic regression analysis indicated that uric acid concentration was a protective factor for 30-day mortality (OR, 0.694; 95% Cl, 0.478-0.989, p=0.048), whereby increased uric acid concentration was found to decrease the risk of mortality and reduced uric acid concentration was found to increase the risk of mortality by 1.44 times (1/0.694).
Conclusion: We suggest that monitoring uric acid levels with serial measurements in patients with CAP may be useful for predicting the short term prognosis. Further prospective multicentric studies with larger patient series are needed to investigate the correlation between serum uric acid levels and clinical risk scores.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Klinik Tıp Bilimleri |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2022 |
Gönderilme Tarihi | 29 Ocak 2021 |
Kabul Tarihi | 20 Mayıs 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 15 Sayı: 1 |