Purpose: Delayed graft function (DGF) is a poor clinical prognostic factor in kidney transplantation (KT) which frequently occurs due to acute kidney injury (AKI) within the postoperative first week. In the present study, we researched the effect of SBP (Systolic Blood Pressure) on early graft function after reperfusion in living-donor kidney transplantation.
Materials and methods: We retrospectively obtained preoperative patient clinical data from anesthesia follow-up forms. The research data included demographic data, laboratory data, medical past and kidney-related information. SBP, central venous pressure [CVP], anesthesia duration, infusion and transfusion volumes, blood loss and urine output, surgery duration, ischemia duration and onset of graft diuresis were used as intraoperative data.
Results: There was no significant difference between 4 different systolic blood pressure categories assigned after reperfusion of the kidney in terms of the related characteristics of the recipients. There were significant differences between the 4 groups categorized according to SBP after reperfusion in terms of the related in with intraoperative anesthetic and surgucal variable (p<.001).
Conclusion: Systolic blood pressure over 140 mm Hg after reperfusion may be a safe level regarding long-term graft survival and mortality. It is needed to research the long-term prognosis of living donor kidney transplantation in larger study population to confirm the outcomes of our study.
Blood pressure kidney transplantation perioperative management
Amaç: Gecikmiş greft fonksiyonu (DGF), sıklıkla ameliyat sonrası ilk hafta içinde akut böbrek hasarına (AKI) bağlı olarak ortaya çıkan böbrek transplantasyonunda (KT) kötü bir klinik prognostik faktördür. Bu çalışmada canlı donörden böbrek naklinde SKB'nin (sistolik kan basıncı) reperfüzyon sonrası erken greft fonksiyonu üzerine etkisini araştırdık.
Gereç ve yöntem: Hastaların ameliyat öncesi klinik verilerini retrospektif olarak anestezi takip formlarından elde ettik. Araştırma verileri demografik verileri, laboratuvar verilerini, tıbbi geçmişi ve böbrekle ilgili bilgileri içeriyordu. İntraoperatif veriler olarak SKB, santral venöz basınç (CVP), anestezi süresi, infüzyon ve transfüzyon hacimleri, kan kaybı ve idrar çıkışı, ameliyat süresi, iskemi süresi ve greft diürezinin başlangıcı kullanıldı.
Bulgular: Böbrek reperfüzyonu sonrası atanan 4 farklı sistolik kan basıncı kategorisi arasında alıcıların ilgili özellikleri açısından anlamlı bir fark yoktu. Reperfüzyon sonrası SBP'ye göre kategorize edilen 4 grup arasında intraoperatif anestezive cerrahi değişkenler açısından anlamlı fark vardı (p<.001).
Sonuç: Reperfüzyon sonrası sistolik kan basıncının 140 mm Hg'nin üzerinde olması, uzun süreli greft sağkalımı ve mortalite açısından güvenli bir seviye olabilir. Çalışmamızın sonuçlarını doğrulamak için canlı vericiden böbrek naklinin uzun vadeli prognozunun daha geniş çalışma popülasyonunda araştırılması gerekmektedir.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Cerrahi (Diğer), Anesteziyoloji, İç Hastalıkları |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 28 Eylül 2023 |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ekim 2023 |
Gönderilme Tarihi | 12 Eylül 2023 |
Kabul Tarihi | 26 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 16 Sayı: 4 |