Dünya yaratıldığından itibaren ilâhî nizam gereği birtakım hastalıkların canlıların peşini bırakmadığı herkesin mâlumudur. Geçmiş yüzyıllarda insanın aciz kaldığı endemik, epidemik ve pandemik salgın hastalıkların ve deprem, sel, kasırga, heyelan vb. olağanüstü afetler sebebiyle kısmî helaklerin yaşanması bu yargının en somut delilidir. COVİD-19 Yeni Koronavirüs salgın hastalığı ise çağımızda yaşanan en son canlı şahit mesabesindedir. Böylesine ciddi ve herkesi tehdit eden ölümcül salgın hastalıklara karşı İslâm dini sessiz kalmamış, her alanda olduğu gibi bu alanda da asırlar öncesinden aldığı tedbirler ve uyguladığı korunma yöntemleriyle insanlığa örnek olmuştur. Bu tedbirlerden birisi de hiç şüphesiz karantina uygulaması ve esnasında başvurulan birtakım koruyucu metotlardır. Hz. Peygamber ve sonraki dönemlerde salgın hastalıklara karşı takınılması gereken ilk tavrın koruyucu hekimlik, sonraki tavrın ise karantina uygulamak olduğu müşahede edildiğine göre İslâm'da karantina ahkâmının mevcut olduğu açıkça söylenebilir. O halde bu araştırma İslâm hukukundaki karantina uygulamasının hukukî boyutunu ve bu uygulama esnasında başvurulan bazı metotları ele almayı amaçlamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2020 |
Gönderilme Tarihi | 7 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Cilt: 7 Sayı: 1 |