Bu makale Peter Ackroyd’un Cinayet
Sanatı romanını teorisyen Linda Hutcheon’un postmodernism tanımlaması
ışığında incelemektedir. Hutcheon postmodernizmin en belirleyici özelliğinin
“çifteliğe veya ikili olmaya olan bağlılık” olduğunu savunur. “Anti-detektif
roman” diye tarif edilen detektif romanının parodisini yapan başka eserlerin
aksine, Ackroyd’un romanı detektif
romanını tamamen alaşağı etmektense iki görünürde çelişkili işlevi bir arada
yürütüyor. Bir yandan okuyucuların bu türden beklentilerini karşılayan keyifli
bir detektif romanı işlevi görürken, aynı ayna bu türün kurallarını ve
metotlarını yıkan bir postmodern parodisi işlevi görüyor. Her iki işlevin
birlikte nasıl bir etkileşim içinde bulunduğu ve birbirlerini nasıl bir yandan
beslerken bir yandan da zayıflattığı incelenecektir.
This
paper analyses Peter Ackroyd’s novel Dan
Leno and the Limehouse Golem in view of Linda Hutcheon’s definition of
postmodernism as a “commitment to doubleness, or duplicity”. Unlike other
postmodern parodies of crime fiction that have been termed the “anti-detective
novel”, Dan Leno and the Limehouse Golem
does not fully deconstruct the genre on which it is founded. Instead, Ackroyd’s
novel manages to function on two apparently contradictory levels: as an
enjoyable crime novel that satisfies readers’ expectations of that genre and
simultaneously as a postmodern parody of the crime novel that subverts its
conventions. Both of these functions of the novel, how they interact and how
they work to both undermine and bolster one another will be analysed.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 24 Ekim 2019 |
Kabul Tarihi | 22 Ağustos 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 37 |