Sistemik hipotansiyon hasta prematüre bebeklerde sık görülen bir komplikasyon olup ventrikül içi kanamayı, nörogelişimsel morbiditeyi ve mortaliteyi de içeren bazı olumsuz sonuçlara neden olabilir. Neonatologlar arasında hem hipotansiyonun tanımı hem de nörolojik hasara neden olabilen sistemik arteriyel kan basıncı alt sınırı değeri bakımından bir fikir birliği yoktur. Bu nedenle bildirilen hipotansiyon prevalansları yenidoğan üniteleri arasında değişkenlik gösterir. Bununla birlikte, klinisyenlerin çoğu tarafından yenidoğanda nörolojik sonuçları ve yaşam oranlarını iyileştirdiği düşünülerek hipotansiyonun erken ve etkin tedavisi kabul görmüştür. Hipotansiyon tedavisinde amaç yeterli organ kan akımını, özellikle serebral kan akımını sağlamaktır. Tedavi kararı, serebral oksijen dağılımının yeterliliği ve organ perfüzyonunun değerlendirilmesindeki zorluklardan dolayı, klinik öngörü ile beraber gestasyonel ve postnatal yaşa göre belirlenmiş normal kan basıncı değerlerine göre verilmektedir. Günümüzde prematüre bebeklerde hipotansiyon tedavisinde hacim genişleticiler, inotrop, vazopressör ajanlar ve kortikosteroidler kullanılmaktadır. Yenidoğanda yaygın olarak kullanılan inotropik ajanlardan dopaminin kan basıncını arttırmada dobutaminden daha etkili olduğu bildirilmiştir. Bazı hipotansif prematüre bebeklerde adrenokortikal yetmezlik nedeniyle kortizol düzeyleri düşüktür ve kortikosteroidler genel olarak bu bebeklerde dirençli hipotansiyon tedavisi için bekletilir; bununla birlikte potansiyel yan etkileri nedeniyle profilaktik ya da rutin klinik kullanımı önerilmez. Bu yazıda yenidoğanda sistemik hipotansiyonun tanı ve tedavisi ile ilgili bazı tartışmalı noktalar gözden geçirilecektirr
Systemic hypotension is a common complication of sick premature infants and may be associated with major adverse outcomes, including intraventricular hemorrhage, neurodevelopmental morbidity, and mortality. There is no consensus among neonatologists regarding either the definition of hypotension or the lower threshold level of systemic arterial blood pressure in which neurological injury is inevitable. For this reason, there is a considerable variation in the reported prevalence of hypotension among different neonatal units. However, it is widely accepted by many of clinicians that early and aggressive treatment of hypotension in the neonates leads to improved neurologic outcome and survival. The goal of treatment of hypotension is to maintain adequate organ blood flow, particularly, cerebral blood flow. Because of difficulties in evaluating organ perfusion and adequacy of cerebral oxygen delivery, treatment decisions are based on statistically defined gestational and postnatal agedependent normative blood-pressure values combined with clinical intuition. Current treatment of hypotension in the premature infant includes the use of volume expansions, inotropes, vasopressor agents and corticosteroids. It has been reported that dopamine, as a commonly used inotropic agents in the neonatal period, is more effective than dobutamine in the raising of blood pressure. Some hypotensive premature infants have low cortisol levels because of adrenocortical insufficiency, and corticosteroids are generally reserved for treatment of refractory hypotension of these infants; however, it is not recommended for prophylaxis or routine clinical use because of its potential serious side effects. This article aims to review some of the controversies about diagnosis and management of systemic hypotension in the newborn infants
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Collection |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Cilt: 11 Sayı: 2 |