Kentlerin hızlı ve kontrolsüz büyümesinin sonucunda üretim ilişkileri değişime uğrarken, kırsal alanlar da bu değişimden payını almıştır. Kent yayılarak kırsal alan üzerindeki baskısını artırırken, kent ve kır arasındaki ikilemin mekânsal etkileri de daha belirgin hale gelmiştir. Bu açıdan bakıldığında kırsal alan kendine öz dokusu ile kentten farklı bir yapıya sahip olmasına rağmen, süreç içerisinde aldığı göç ile birlikte giderek kentleşerek benzer konuma gelmiştir. Artan yapılaşma baskısı, imar affı uygulamaları, Köylerin Tüzel Kişiliklerinin ortak mallarının kaldırılması, meralarının mülkiyetinin bağlandıkları belediyelere geçmesi ve satışı arsa el değiştirmelerini arttırmıştır. Bu el değiştirmeler kırsal alanın kimliğini etkilemiş ve kimi yerlerde belediyelerin yaptığı imar değişikliğiyle tarım alanları imara açılmıştır. 2019 yılında meydana gelen Covid-19 Pandemisi ile birlikte kentteki sosyal mesafe olgusunun zarar görmesi kırsal alanları çok daha değerli hale getirmiş ve bu kısıtlı alanlara olan talebi artırmıştır. Bireylerin kentten kaçıp kırsal nitelikli alanlarda yaşama isteği giderek artarken, kırsal alanların tarımsal niteliği değişmeye başlamış ve oluşan talep aynı zamanda kırsal alandaki arazi fiyatlarının da artmasına neden olmuştur. Bu çalışmada da, kırsal alanlarda oluşan bu saçaklanma baskısı sonucu oluşan talebe bağlı olarak artan rantı ve kırsal yerleşmelere olan etkileri parsel bazında el değiştirme süreçleri incelenerek ele alınmıştır.
YOKTUR
As a result of the rapid and uncontrolled growth of cities, production relations have changed and rural areas have been affected. As the city has expanded and increased its pressure on rural areas, the spatial effects of the urban-rural dichotomy have become more evident. From this point of view, although the rural area has a different structure from the city, with its own texture, it has gradually become urbanised with the migration it has received in the process. Increasing building pressure, requests for planning amnesties, the abolition of the common properties of the legal entities of the villages, the transfer of ownership of the pastures to the municipalities to which they are attached and the sale of land have increased the transfer of land. These land transfers have affected the identity of rural areas and, in some places, agricultural areas have been opened up to zoning changes by municipalities. With the Covid-19 pandemic in 2019, the damage to the phenomenon of social distance in the city has made rural areas much more valuable and increased the demand for these restricted areas. While the desire of individuals to escape the city and live in rural areas is increasing, the agricultural quality of rural areas has begun to change and demand has also led to an increase in rural land prices. This study examines the rising rent and its impact on rural settlements as a result of the demand created by this marginalisation in rural areas, by analysing the processes of change of ownership on a parcel basis.
YOKTUR
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kırsal ve Bölgesel Coğrafya, Şehir ve Bölge Planlama Eğitimi, Kentleşme Politikaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | YOKTUR |
Yayımlanma Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 27 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 8 Sayı: 4 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.