1988’de bağımsızlığını ilan eden Filistin yıllardır İsrail ile çatışma halindedir. Bu çatışmanın temelinde birçok sebep yatmaktadır. Bu sebepler İsrail'in işgallerinden uluslararası hukuku tanımamasına ve Filistin’in bağımsız bir devlet statüsü ile sınırlarının tam olarak belirli olmamasına kadar uzanmaktadır. Makalede nitel araştırma yöntemlerinden olan betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Konu farklı açılardan derinlemesine incelenerek bütünleştirilmiş bir sonuca varılmıştır. Bu makalenin üç ana ana amacı bulunmaktadır. Birinci amaç XXI. yy ‘da büyük bir soykırıma maruz kalan Filistin’in durumuna tarihsel süreç perspektifinden bakarken Osmanlı’dan bu yana Türkiye’nin aldığı pozisyonu ortaya koymaktır. Makalenin diğer amacı BMGK (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi) tarafından alınan kararlara ve anlaşmalara rağmen İsrail tarafından Filistin’in yok sayılmışlığının ve İsrail’in hukuk tanımamazlığının vurgulanmasıdır. Makalenin son amacı ise Türkiye’nin Filistin ile gerçekleştirebileceği ticari ilişki potansiyelinin değerlendirilmesidir. Makalede sonuç olarak tarihsel perspektif iyi anlaşıldığı vakit Türkiye’nin yapabileceklerinin çerçevesini de daha rasyonel şekilde çizilebileceği ortaya çıkmaktadır. Elbette tarihsel perspektifin doğru şekilde anlaşılmasının güncel ilişkilerin inşası açısından önemli; ancak tek başına yeterli olmadığı bilinmektedir. Değişen güç dengelerinin ve çıkar ilişkileri Filistin-İsrail meselesinde önemli yer tuttuğu aşikar olmakla beraber çalışma konusunun kapsamı dışındadır. Köklü bir tarihe sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ali menfaatlerini korumayı amaçlayan siyasal pratiği devam ettirilmelidir. Bunun yanında Türkiye’nin bölgedeki varlığını sürdürmesinin önemli ve dahası gerekli olduğu da düşünülmektedir.
: Palestine, which declared its independence in 1988, has conflicted with Israel for years. There are many reasons underlying this conflict. These reasons range from Israel’s occupation to its failure to recognize international law and Palestine’s status as an independent state and its borders not being fully defined. The article uses the descriptive analysis method, which is one of the qualitative research methods. The subject was examined in depth from different perspectives, and an integrated conclusion was reached. This article has three main objectives. The first objective is to reveal Turkey’s position since the Ottoman Empire while looking at the situation of Palestine, which has been subject to a great genocide in the 20th century, from a historical process perspective. The other objective of the article is to emphasize the fact that Palestine has been ignored by Israel despite the decisions and agreements made by the UNSC (United Nations Security Council) and Israel’s disregard for law. The final objective of the article is to evaluate the commercial potential of the relationship that Turkey can establish with Palestine. As a result of the article, it is revealed that when the historical perspective is well understood, the framework of what Turkey can do can be drawn more rationally. Of course, it is known that understanding the historical perspective correctly is important for the construction of current relations; however, it is not sufficient on its own. It is obvious that the changing balance of power and relations of interest have an important place in the Palestine-Israel issue, but it is beyond the scope of the study. The political practice of the Republic of Turkey, which has a deep-rooted history and aims to protect its supreme interests, should be continued. In addition, it is considered important and necessary to continue Turkish presence in the region.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekonomi Politik Teorisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 24 Mart 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 26 Mart 2025 |
Gönderilme Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 1 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.