Sosyal yurttaşlık ya da sosyal devlet kavramı daha çok 20. yüzyıla özgü olsa da sosyal politika uygulamaları kapitalizmin doğuşu ile birlikte tartışılmaya başlanmıştır. Sosyal politikanın temelinde toplumun sosyal riskler karşısında refahının sağlanması vardır. “Eşitlik” kavramı bu sosyal risklere karşı toplumun güvence altına alınması hedefinin doğal bir sonucudur. Bu risklerin yönetimine/dağılımına göre kapitalizm ve devlet-toplum ilişkileri şekillenmektedir. Esping-Andersen sosyal risklerin devlet, aile ve piyasadan oluşan üç kaynak tarafından kontrol edildiğini ve bu kontrol mekanizmalarının üç ayrı refah rejimi meydana getirdiğini ifade etmektedir. Türkiye’yi Esping-Andersen’in liberal, sosyal demokrat ve muhafazakâr refah devleti modellerinden sonuncusu altında ele almalıyız. Sosyal risklerin paylaşımında ailenin rolü devlet ve piyasadan daha ön plandadır. Türkiye refah sistemi 3 Haziran 2011 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması ile bu “muhafazakâr” karakterini perçinlemiştir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Devlet Refah Rejimi Muhafazakar Liberalizm Aile
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 14 Ekim 2017 |
Kabul Tarihi | 10 Kasım 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 4 |