Bu çalışma, internetin toplum üzerindeki etkilerine odaklanmakta ve özellikle yeni medya aracılığıyla yayılan nefret söyleminin etkilerini incelemektedir. İnternet, toplum için pek çok olumlu katkı sunsa da sosyal medya platformları nefret dolu mesajları ve şiddet içerikli çağrıları daha önce mümkün olmayan yollarla güçlendirmektedir. Çevrimiçi nefret söyleminin ve zararlı dilin yaygınlaşması, birçok ülkeyi internet üzerindeki konuşmaları nasıl düzenlemeleri gerektiği ve aşırılıkları önlemek için hangi yasal adımları atabilecekleri konusunda zorlu sorunlarla yüzleştirmektedir. Gelişmekte olan ülkeler, yeni medyada nefret söyleminden kaynaklanan insan hakları ve özgürlükleri kısıtlayan sorunlara müdahale etmek zorundadır. Araştırmanın örneklemi olarak seçilen Moğolistan, nefret söylemi için ayrı bir yasa başlığına sahip olmadığından, toplumda nefret ve ırkçı söylemlerin yaygın olduğu bir ülkedir. Moğolistan örneğinde, eğitim, bilgi, politik eylem, azınlık hakları ve ırkçılıkla mücadele gibi konular ele alınmalıdır. Ülkede 'nefret söylemi' için net bir tanımlama eksikliği bulunmakta ve bu konuda yeterli araştırma yapılmamıştır. Bu çalışma, Moğolistan'ın kültürel değerleri ve yaşam biçimini dikkate alarak, toplum içinde diğer kimliklere karşı beslenen önyargının nedenlerini, nefret söyleminin yarattığı tahribatı ve toplumsal linç iklimini eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelemektedir. Araştırmanın sonuçları, Moğolistan için gelişmiş ülkelerin deneyimlerine dayanarak yeni yasal düzenlemelerin yapılmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Nefret söylemlerini etkin bir şekilde ele almayan sosyal medya şirketleri ve haber sitelerine yaptırımlar uygulanmalıdır. Ayrıca, Avrupa'daki INACH (Uluslararası Siber Nefret Karşıtı Ağ) gibi modellerden ilham alarak, Moğolistan'ın kendi özel koşullarına uygun bir siber nefret karşıtı ağ geliştirmesi önerilmektedir.
yok
yok
yok
This study focuses on the impacts of the internet on society, with a specific emphasis on the effects of hate speech propagated through new media. Although the internet contributes positively to society in many ways, social media platforms have amplified hateful messages and calls to violence in ways previously unfeasible. The widespread issue of online hate speech and harmful discourse presents challenging questions for many countries on how to regulate conversations on the internet and what legal measures should be implemented to prevent extremes. Selected as the case study, Mongolia, lacking a specific legislative heading for hate speech, is a country where hate and racist rhetoric are prevalent. In the Mongolian context, issues such as education, information, political action, minority rights, and combating racism need to be addressed. The country lacks a clear definition of 'hate speech' and suffers from a dearth of research on the subject. This study aims to analyze the causes of prejudice against different identities within the society, the destruction caused by hate speech, and the climate of social lynching in Mongolia, considering its cultural values and lifestyle, employing the method of critical discourse analysis. The findings of the research highlight the need for new legislative measures in Mongolia, drawing upon the experiences of developed countries. Social media companies and news websites that fail to effectively address hate speech should face sanctions. Furthermore, inspired by models like the INACH (International Network Against Cyber Hate) in Europe, it is suggested that Mongolia develops its own cyber hate counter-network, tailored to its unique conditions.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Bilgiler Eğitimi, Göç, Etnisite ve Çok Kültürlülük Sosyolojisi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Ocak 2024 |
Kabul Tarihi | 26 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 10 Sayı: 2 |