The aim of this research is to evaluate protective and preventive mental health services with a holistic perspective through the experiences of social workers working in Community Mental Health Centers (CMHC) and the patients receiving services from these centers. This research has designed as a qualitative research to expose the participants' experiences and evaluations about the protective and preventive dimension of community based mental health services. Descriptive analysis of the data has made. Six social workers and thirteen patients were interviewed. Semi-structured interview form, created by the researchers, has used. The most important finding of the research is that CMHCs provide an alternative to long-term inpatient treatment by providing continuity of treatment and follow-up, decreases the frequency of hospitalization, and contributes to the increase of social functionality, communication skills and self-confidence of patients. It is also that the society hasn't adequate information of mental illness, and this ignorance brings stigma and discrimination. Based on the research findings, it has been proposed to reorganize the social policies in line with the needs.
Bu araştırmanın amacı koruyucu ve önleyici ruh sağlığı hizmetlerinin TRSM’lerde çalışan sosyal hizmet uzmanları ve bu merkezlerden hizmet alan hastaların deneyimleri üzerinden değerlendirilmesidir. Bu araştırma katılımcıların toplum temelli ruh sağlığı hizmetlerinin koruyucu ve önleyici boyutuna ilişkin deneyim ve değerlendirmelerini ortaya koymak amacıyla nitel olarak tasarlanmıştır. Veriler betimsel analize tabi tutulmuştur. Araştırma kapsamında altı farklı TRSM’de çalışan altı sosyal hizmet uzmanı ve bu merkezlerden hizmet alan on üç hasta ile görüşülmüştür. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda TRSM’lerin tedavi ve takibin sürekliliğini sağlayarak uzun süreli yataklı tedaviye bir alternatif oluşturduğu, yatış sıklıklarının azaltılmasını sağladığı, hastaların sosyal işlevselliklerinin, iletişim becerilerinin ve buna bağlı olarak da özgüvenlerinin artmasına katkı sağladığı bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca toplumun ruhsal hastalıklar konusunda bilgisiz olduğu, bu bilgisizliğin damgalanma ve ayrımcılığı beraberinde getirdiği, bu damgalanmaya ek olarak yetersiz sosyal politika tedbirlerinin ruhsal hastalığa sahip bireylerin istihdamı önünde engel oluşturduğu görülmüştür. Araştırma bulgularına istinaden sosyal politikaların yeniden düzenlenmesi ve TRSM’lerde çalışan sosyal hizmet uzmanı sayısının arttırılması önerilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Aralık 2020 |
Kabul Tarihi | 3 Mart 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |