The administration -the State and the other public legal entities- realises all public services through administrative acts and actions. Administrative acts and actions are the instruments used by the administration to fulfil its activities. According the Republic of Türkiye is a state of law according to its Constitution, its administrative acts and actions must comply with the law. Even administrative acts benefit from the presumption of legal compliance. Some legal disputes due to violation of the right to life arising from administrative acts and actions of the administration have been the subject of individual application decisions of the Constitutional Court. The individual application is a remedy available to individuals after exhausting all other administrative and judicial remedies in the event of violations by public authorities of fundamental rights and freedoms guaranteed by the European Convention on Human Rights, the additional protocols to the ECHR to which we are a party and our Constitution. This remedy is the last step in our national law for the protection of fundamental rights and freedoms. Since 2012, it is an important remedy in our legal system. The right to life is one of the fundamental rights and freedoms enshrined in the ECHR and Constitution of the Republic of Türkiye. Therefore, the right to life is one of the fundamental rights and freedoms subject to individual application. The state has both positive and negative obligations in terms ot the right to life. The negative obligation of the State has the meaning for not touch the right to life (not killing). The positive obligation has two different meanings: The obligation to protect the right to life and the obligation to investigate. When the individual application decisions of the Constitutional Court are analysed, it is seen that the right to life of persons may be violated in relation to different areas of public services: Health (medical interventions), security (terrorist attacks), justice (non-protection in penal institutions). There are also many instances where the right to life of persons has been violated by the unlawful acts and actions of the administration within the scope of law enforcement activities. For example, the use of lethal force by security personnel is one of the most prominent reasons for violation in individual application decisions. The use of lethal force by security forces is an intervention claim that must be assessed in terms of the state's obligation not killing.
The right to life rule of law administration administrative activity use of lethal force by security forces
İdare, Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri, tüm kamu hizmetlerini idari işlem ve eylemler aracılığıyla gerçekleştirir. İdari işlem ve eylemler, idarenin faaliyetini yerine getirirken kullandığı araçlardır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasasına göre bir hukuk devleti olduğundan idari işlem ve eylemlerinin hukuka uygun olması gerekir. Hatta idari işlemler, hukuka uygunluk karinesinden yararlanırlar. İdarenin idari işlemleri ve eylemleri nedeniyle kişilerin yaşam haklarının ihlal edildiği iddialarıyla bazı hukuki uyuşmazlıklar Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarına konu olmuştur. Bireysel başvuru, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, AİHS’nin tarafı olduğumuz ek protokollerinde ve Anayasamızda yer alan temel hak ve özgürlüklerin kamu otoriteleri tarafından ihlal edilmeleri halinde, diğer tüm idari ve yargısal başvuru yolları tüketildikten sonra kişilerin gidebileceği bir başvuru yoludur. Bu başvuru yolu, temel hak ve özgürlüklerin korunmasının ulusal hukukumuzda yer alan son adımıdır. 2012 yılından beri hukuk sistemimizde yer alan önemli bir hak arama yoludur. Yaşam hakkı, AİHS ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan temel hak ve özgürlüklerin öncelikli olanıdır. Dolayısıyla yaşam hakkı bireysel başvuruya konu temel hak ve özgürlüklerden biridir. Yaşam hakkı açısından devletin hem pozitif hem de negatif yükümlülüğü söz konusudur. Devletin negatif yükümlülüğü yaşam hakkına dokunmamayı (öldürmemeyi) ifade eder. Pozitif yükümlülüğü ise iki farklı anlam taşımaktadır: Yaşam hakkını koruma yükümlülüğü ve soruşturma yükümlülüğü. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararları incelendiğinde, farklı kamu hizmeti alanlarıyla ilişkili olarak kişilerin yaşam haklarının ihlal edilebildiği görülmektedir: Sağlık (tıbbi müdahaleler), güvenlik (terör eylemleri), adalet (ceza infaz kurumlarında koruyamama) gibi. İdarenin kolluk faaliyetleri kapsamında sebep olduğu hukuka aykırı işlem ve eylemleriyle kişilerin yaşam haklarının ihlal edildiği örnekler de azımsanmayacak çoğunluktadır. Örneğin güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması, bireysel başvuru kararlarında öne çıkan ihlal sebeplerinden biri olarak yer almaktadır. Güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması, devletin öldürmeme yükümlülüğü bakımından değerlendirilmesi gereken bir müdahale iddiasıdır.
Yaşam hakkı hukuk devleti idare idari faaliyet güvenlik güçlerinin ölümcül güç kullanması
Bu çalışma 23-25 Mayıs 2025 tarihleri arasında online olarak gerçekleştirilen V. Uluslararası Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Kongresi’nde sunulan “İdarenin Faaliyet Araçları ile Sebep Olduğu Yaşam Hakkı İhlalleri Üzerine Türk Anayasa Mahkemesi’nin Bireysel Başvuru Kararları Işığında Bir Değerlendirme” başlıklı tebliğin genişletilmesiyle oluşturulmuştur.
| Birincil Dil | Türkçe |
|---|---|
| Konular | Hukuk (Diğer) |
| Bölüm | Makaleler |
| Yazarlar | |
| Yayımlanma Tarihi | 24 Temmuz 2025 |
| Gönderilme Tarihi | 21 Haziran 2025 |
| Kabul Tarihi | 16 Temmuz 2025 |
| Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 3 Sayı: 2 |