Kentlerin hızlı gelişimi, acil durumlara karşı reaksiyon hızının düşmesine neden olmakta; bu durum, kentsel dirençlilik kavramının önemini artırmaktadır. Kentsel dirençlilik sosyal, ekonomik, yönetişimsel, fiziksel, çevresel ve altyapısal kriterleri içeren çok boyutlu bir yaklaşımdır ve temelinde tasarım ile planlama yer almaktadır. Kentleşmeyle birlikte yeşil alanların azalması, alternatif çözümleri gündeme getirmiştir. Bu bağlamda, geçici ve esnek kamusal alanlar olarak ortaya çıkan pop-up parklar dikkat çekmektedir. Bu çalışma, pop-up parkların kentsel dirençlilik üzerindeki etkilerini nitel analiz yöntemiyle değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Literatürden elde edilen dirençlilik kriterleri ile pop-up parkların karakteristik özellikleri eşleştirilerek çok kriterli nitel bir analiz matrisi oluşturulmuş ve katkı düzeyleri “yüksek”, “orta” ve “düşük” olarak sınıflandırılmıştır. Bulgular, pop-up parkların sosyal dayanışma, psikolojik iyileşme ve geçici yeşil alan sağlama gibi konularda yüksek katkı sunduğunu göstermektedir. Aynı zamanda atıl alanların işlevlendirilmesiyle mekânsal dirençliliğe, düşük maliyet ve hızlı kurulumla ekonomik dirençliliğe destek verdiği tespit edilmiştir. Ancak altyapı entegrasyonu ve katılımcı yönetişim süreçlerinde sınırlı kaldığı görülmüştür. Sonuç olarak çalışmada Pop-up parkların stratejik planlama ile entegre edilmesi, kentsel dirençliliği artırmada etkili bir araç olabileceği vurgulanmıştır.
Pop-up parklar dirençlilik sürdürülebilirlik kentsel planlama
The rapid development of cities has led to a decrease in response time to emergencies, thereby increasing the importance of the concept of urban resilience. Urban resilience is a multidimensional approach that encompasses social, economic, governance-related, physical, environmental, and infrastructural criteria, with design and planning at its core. The reduction of green spaces due to urbanization has brought alternative solutions to the forefront. In this context, pop-up parks, which emerge as temporary and flexible public spaces, have gained attention. This study aims to evaluate the impacts of pop-up parks on urban resilience through a qualitative analysis method. By matching resilience criteria derived from the literature with the characteristic features of pop-up parks, a multi-criteria qualitative analysis matrix was created, and the levels of contribution were classified as "high," "medium," and "low." The findings indicate that pop-up parks provide high contributions in areas such as social solidarity, psychological recovery, and the provision of temporary green spaces. They also support spatial resilience through the functional use of idle spaces and contribute to economic resilience with low-cost and rapid implementation. However, they were found to be limited in infrastructure integration and participatory governance processes. As a result, the study emphasizes that integrating pop-up parks into strategic planning can be an effective tool for enhancing urban resilience.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Kentsel Tasarım, Mimari Tasarım |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 16 Eylül 2025 |
Yayımlanma Tarihi | 20 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 21 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 25 Haziran 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 9 Sayı: 2 |
Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution NonCommercial 4.0 International License