Tahkim yargılamasının gerçekleşebilmesinin ilk şartı uyuşmazlığın tarafları arasında tahkim anlaşması bulunmasıdır. Tahkim anlaşması, tarafların tahkime gidebilmesinin ön koşuludur. Bunun yanında, hakemlere, yargılamayı gerçekleştirme ve yargılama esnasında kararlar alma yetkisi de tahkim anlaşması ile verilir. Tahkim kanunları, kurumsal tahkim kuralları veya uluslararası anlaşmalarda da hakemlerin yetkilerine ilişkin düzenlemeler bulunabilir. Hakemlere açıkça bazı yetkilerin verilmesi söz konusu olabileceği gibi, anılan düzenlemelerden, hakemlerin doğal yetkilere sahip olduğu anlamı da çıkarılabilir. Doğal yetkiler, temel olarak tahkim yargılamasının var olması nedeniyle hakemlerin sahip olduğu yetkileri ifade etmektedir. Doğal yetkiler çerçevesinde hakemlerce verilen kararların, bu yetkinin şartlarına ve sınırlarına uygun olması gerekir. Doğrudan tarafların iradeleriyle veya esasa yahut usule uygulanan hukuk kurallarıyla hakemlere yönelik getirilen sınırlamalar, doğal yetkilerin sınırlarını da belirleyecektir. Hakem mahkemesine yönelik bir sınırlamanın bulunmadığı bu durumlarda ne tür kararların alınabileceği tartışması güncel kararlarda ve doktrinde devam etmektedir. Geçerli ve icra edilebilir bir hakem kararının mevcut olması, bu kararın hakemlerin kullandığı yetkilerin hukuki dayanaklara ve sınırlara uygun olarak ortaya çıkmasına ve kullanılmasına bağlıdır. Bu nedenle hakemlerin doğal yetkilerinin kavramsal çerçevesi çizilerek tanımlanması, öneminin ve amaçlarının neler olduğunun açıklanması, doğal yetki kapsamında ne gibi kararların alınabileceğinin ve bu kararların hukuki kaynaklarının neler olduğunun ortaya konulması önem arz etmektedir.
Milletlerarası tahkim doğal yetki ticari tahkim yatırım tahkimi tahkim anlaşması
The first condition to meet for arbitration proceedings to occur is the existence of an arbitration agreement between the parties to the dispute. An arbitration agreement is a pre-condition needing to be met before parties can bring their dispute before an arbitral tribunal. In addition, the arbitrators are vested with the jurisdiction of conducting the proceedings and taking decisions using the arbitration agreement. Arbitration laws, institutional arbitration rules, and international agreements may also contain provisions with regard to the arbitrators’ jurisdiction. While some powers may possibly be able to be explicitly granted to the arbitrators, the arbitrators may also be implicitly deduced as having certain inherent powers based on the aforementioned regulations. The decisions arbitrators make within the framework of inherent powers must comply with the conditions and limitations of this power. The will of the parties or the rules of law applied to the merits and procedures as well as the limitations imposed on the arbitrators will determine the boundaries of inherent powers. The discussion on what kind of decisions can be made in these cases where no prohibition is found regarding the arbitral tribunal still continues in current judicial decisions and legal academia. This article seeks the answer to the question regarding the issues and foundations upon which arbitrators can make decisions based on their inherent powers in international arbitration. The existence of a valid and enforceable arbitral award depends on whether these decisions have been made in compliance with these sources and limitations. This article aims to draw the conceptual framework of arbitrators’ inherent powers and explain the sources for these.
International Arbitration Inherent Power Commercial Arbitration Investment Arbitration Arbitration Agreement Milletlerarası tahkim doğal yetki ticari tahkim yatırım tahkimi tahkim anlaşması
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hukuk |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Aralık 2022 |
Gönderilme Tarihi | 1 Kasım 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 42 Sayı: 2 |