Bu makalede hâlen Uşşâk makamındaki en bilinen peşrevlerden biri olan “Kanbos Nazîresi” adlı eser incelenmektedir. Söz konusu eser, asgari 250 senelik bir geçmişe sahip olmasına rağmen 20. yüzyıl başlarından bu yana klasik repertuarlarda değil, “piyasa müziği” olarak nitelendirilen fasıllarda kendine yer bulmaktadır. “Piyasa tavrı” kavramının henüz mevcut olmadığı bir dönemde ve klasik bir formda bestelenmiş olan bir eserin klasik repertuarın dışında düşünülmesi olağandışı bir durumdur. Bu özelliği bakımından bir “aykırı vaka” olarak ele alınabilecek bu peşrevin tarihsel serüveni çeşitli birincil kaynaklar üzerinden incelenerek Osmanlı-Türk müziğinin aktarımı ve icrâ tavırları hakkında bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlar, “klasik tavır” ile “piyasa tavrı” arasındaki kategorik ayrımın sorgulanmasını sağlamakta, bu tavırlar arasındaki ortaklık ve farklılıkların daha iyi anlaşılması için bazı ipuçları sunmakta ve bir müzik eserinin herhangi bir çevrede neden rağbet görüp görmediği sorusunun genel ve rasyonel bir cevabının kolaylıkla bulunamayacağını ortaya koymaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Orijinal araştırma |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 7 Sayı: 2 |
Yazarlarımızın editöryal süreçlerin aksamaması için editöryal emaillere 3 gün içinde yanıt vermeleri gerekmektedir.