Türkiye ve Rusya ikili ilişkileri kapsamında özellikle Soğuk Savaş sonrası dönem bir milat olarak kabul edilebilir. 90’ların başından itibaren iki devlet de uyguladığı politikalarda köklü değişiklikler yapmış değerlendirmelerinde farklı parametreler kullanmalarına sebep olmuştur. Bu durumun ortaya çıkmasının sebebi, sadece iki ülkenin kendi yapısal niteliklerinin değişmesi değil, dünyanın yeniden şekillenmesinin zorunlu sonucu olarak da görülebilir. İki ülke arasındaki iş birliği Arap Baharı adı verilen dönemle birlikte bir kırılma noktası yaşamıştır. Özellikle Suriye konusu tabiri caizse ilişkilerin sınanması için adeta bir test niteliğindedir. İki ülke, Esad konusu ayrı tutulursa Suriye krizinde benzer görüşlere sahiptir diyebiliriz. Suriye’deki mevcut durum göz önüne alındığında, karışıklığın devam edeceği ve dolayısıyla da ikili ilişkileri daha uzun süre meşgul edeceği görülmektedir. Bu çalışmanın amacı; Türk-Rus ilişkilerinde yaşanan dönüşümün sebep ve sonuçlarını hem söylem hem de eylem boyutunda ve aynı zamanda tarihsel süreci dikkate alarak sorgulamak ve Rusya’nın Arap Baharı sürecinde şekillenen Ortadoğu politikasının bölgede yine önemli bir oyuncu olan ve Soğuk Savaş sonrası bölgeye yönelik yeni açılım olanaklarına sahip olan Türkiye’ye olan etkilerini ortaya koymaktır
Within the context of bilateral relations between Turkey and Russia, the post-Cold War period can be regarded as a milestone. Since the early '90s, the two states have made radical changes in the policies they have implemented and these changes caused different parameters to be used in their views and in their evaluations. The reason for this emergence is not only the change in the structural characteristics of the two countries but also the necessary consequence of the reconstruction of the world. Cooperation between the two countries has been a breaking point with the so-called Arab Spring. Especially the Syrian issue is literally a test for put to the proof of relations. If the two countries are kept separate on Esad issue, we can say that they have similar views in the Syrian crisis. Taking into account the current situation in Syria, it is seen that the confusion will continue and consequently the bilateral relations will be occupied for a longer period of time. The purpose of this study is; interrogating the causes and consequences of the transformation in Turkish-Russian relations both in terms of discourse and action and at the same time considering the historical process and Russia's Middle East policy shaped in the Arab Spring process is to reveal the effects on Turkey, which is also an important player in the region, and which has new opening possibilities for the post-Cold War region.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 5 Sayı: 3 |
The journal "Researcher: Social Sciences Studies" (RSSS), which started its publication life in 2013, continues its activities under the name of "Researcher" as of August 2020, under Ankara Bilim University.
It is an internationally indexed, nationally refereed, scientific and electronic journal that publishes original research articles aiming to contribute to the fields of Engineering and Science in 2021 and beyond.
The journal is published twice a year, except for special issues.
Candidate articles submitted for publication in the journal can be written in Turkish and English. Articles submitted to the journal must not have been previously published in another journal or sent to another journal for publication.