1999'dan bugüne tam 20
yıldır ülkemizde sadece deprem değil sel, fırtına ve kuraklık gibi birçok doğa
olayı olmuştur ve bundan sonraki 20, 30, 50, 100, 1000 yıl daha olmaya devam
edecektir. Dünya varolduğu sürece bu olayların olacağı kaçınılmaz bir gerçek
olduğuna göre, "önlem almamak, alamamak" bu doğa olaylarını afetler
olarak yaşamamızın başlıca sebebidir. Bu araştırmanın amacı; En büyük
felaketlerden birine yol açan depremlerden sonra ölmemeyi başarıp hayatta kalan
hem özel gereksinimli bireylere, hemde psikolojik desteğe ihtiyacı olan
insanlara nasıl bir yaklaşım içinde hareket edebiliriz diye düşünmemizi
sağlamak ve bir yöntem geliştirmeye çalışmaktır. Çalışmamıza, 17 Ağustos ve 12
Kasım 1999'daki depremler sonrasında Düzce'de travma sonrası stres bozukluğu
tanısı konan ve doktorlardan izin alarak ulaşabildiğimiz 17 hasta ile birlikte
depremlerden sonra İzmir'e göç etmiş ve aynı teşhis konulan 8 hasta üzerinde
uygulanan tedaviler ve anlatımlar temel oluşturmaktadır. Bu kişilerden yola
çıkarak, depremden sonra psikososyal anlamda nasıl bir yol takip edileceği ile
ilgili çalışmalar yapılmaya çalışılmış ve hala çalışılmaktadır. Başta görevli
kişiler olmak üzere, hem doktorların hemde akademisyenlerin oluşturabileceği
ekipler sayesinde olası deprem felaketinin etkilerinin daha çabuk bir şekilde
minimuma indirilebileceği düşünülmektedir. Sonuçta, belki de bugünden sonra
depreme bakış açımız değişecek ve hatta böyle bir felaketle karşılaşmadan önce ve
karşılaştıktan sonra neler yapılabileceği ile daha uygulanabilir bir yöntem
oluşturulmuş olacaktır.
In our country in the last 20 years since 1999,
besides earthquakes, many natural disasters like floods, storms and drought
happened and are going to be continuing in the next 20, 30, 50, 100, 1000
years. As long as the world exists, these events will be inevitable and if the
authorities do not take action and people do not take precautions, these
natural events will continue to turn into natural disasters. The purpose of
this paper is, to think about the survivals of earthquakes, one of the greatest
natural disasters, and to provide a method about how we can help or approach
these people who needs psychological support and has special needs. In this
context, it is tried to be determined which way to follow in psychosocial
studies and to apply which model after the earthquake. Our study is based on
the treatments and explanations of 17 patients diagnosed with post-traumatic
stress disorder in Düzce following the earthquakes that took place on 17 August
- 12 November 1999 and 8 patients who migrated to İzmir after the earthquakes.
Based on these people, studies have been made and it is still being worked on
how to follow psychosocial way after the earthquake. It is thought that the
effects of possible earthquake catastrophe can be minimized more quickly by the
teams which can be formed by people in charge, doctors and academicians. As a
result, perhaps our perspective on earthquakes will change after today and even
a more feasible method will be created with what can be done before and after
the disaster.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Psikoloji |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2019 |
Kabul Tarihi | 18 Aralık 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 3 Sayı: 2 |