Abstract
When we look at the structure of Islamic thought in the Balkans
after the Ottomans, it is generally possible to distinguish two stages of the
progression of the system of thought. The first is the structure of
Islamic thought in the Balkans during the Ottoman Period and the second
is the structure of Islamic thought in the Balkans after the fall of Ottoman
Empire until today. This second period is seen as passing through three
processes. The first is the period when Bosnia and Herzegovina was
annexed by Austria and Hungary in 1878, until the First World War. The
second is the period from the First World War, until Second World War. And the
third is from Second World War, until 1990.
It is not right to believe that Islamic thought in the Balkans
derives just from tarikats, although the infrastructure comes only from
tarikats. In the Balkans, the generations raised by the madrasas were at least
as effective as tarikats. At the same time, the mission of the madrasas to
cultivate students and scholars and the mission of ensuring the formation of a
certain religious thought by the monks continued in parallel.
The second period starts after the annexation of Bosnia and
Herzegovina from the Ottoman territories and thislaid the groundfor the
creation of a new infrastructure for this process. In the first phase of this
period, the viewpoint but also the mindset entered a new phase, which in the
end meant complete breakage from the traditional understanding. There was a
stagnation in the second phase, but we can see that the understanding and the
mindset that started in the previous period, now is settled and this process
continued with slight changes. In the third phase, there was a new political
formation and regime in the Balkans. Islamic understanding and activities in
the period of the communism were partially stopped. In this process, the
modernist thinking will be more effective in the reconstruction of the
activities of the students, with the orientation of the students to the Arab
countries and especially Az-har University.
Balkanlar’daki İslâmî düşünce yapısına baktığımızda, genel olarak
düşünce sisteminin gelişimini iki döneme ayırmak mümkündür. Birincisi,
Balkanlar’da Osmanlı Zamanı İslâmî Düşünce Yapısı, ikincisi ise
Osmanlı’dan Günümüze Kadar İslâmî Düşünce Yapısı’dır. Bu ikinci dönemin ise üç
süreçten geçtiğini görmekteyiz. İlki Balkanlarda Bosna-Hersek’in
Avusturya ve Macaristan tarafından 1878 yılında ilhak edilmesinden I. Dünya
Savaşı’na kadar ki dönem, ikincisi I. Dünya Savaşı’ndan II. Dünya
Savaşı’na kadar olan dönem, üçüncüsü de II. Dünya Savaşı’ndan 1990
yılına kadarki dönemdir.
Balkanlar’a İslâm’ın gelişi ve İslâm düşüncesinin altyapısının
oluşması, tarikat yoluyla olmasına rağmen, buralarda İslâmî düşünce yapısını
sadece tarikat anlayışına hasretmek doğru olmaz. Balkanlar’da medreselerden
yetişen nesiller, en az tarikatler kadar etkili olmuşlardır. Aynı zamanda
medreselerin talebe ve âlim yetiştirme misyonu ile tekkelerin belli bir dinî
düşüncenin oluşmasını sağlama misyonu birbirine paralel ve destekçi olarak devam
etmiştir.
İkinci
dönemde Bosna Hersek’in Osmanlı topraklarından ayrılması, bu süreçte yeni bir
altyapının oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Bu dönemin birinci sürecinde ister
bakış açısı ister düşünce yapısı yeni bir sürece girecektir ki bu neticede geleneksel
anlayışından tamamen kompası demekti. İkinci aşamada ise bir durgunluk
başgösterecektir, fakat yine de önceki süreçte başlamış olan bir önceki
dönemden süregelen anlayış ve düşünce yapısının artık yerleştiğini ve
değişiklikler de olsa bu sürecin devam ettiğini görmekteyiz. Üçüncü dönemde ise
Balkanlar'da yeni bır siyasi oluşum ve rejimle karşı karşıyayız. Komünizm
döneminde İslâm anlayışı ve faaliyetleri kısmen durdurulmuş, bu süreçte düşünce
yapısı adeta yeniden oluşmuştur. Zira bu dönemde öğrencilerin Arap ülkelerine
ve özellikle Ezher Üniversitesi’ne yönelmesi ile İslâm modernist düşüncesi daha
etkili hale gelmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Nisan 2018 |
Gönderilme Tarihi | 5 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 1 |