Osmanlının Balkanlar’dan fiilen ayrılışı ile birlikte geride kalan Müslüman unsurlar için belirsizlik dönemi başlamıştır. Beş yüz seneyi aşkın bir süre yönetenleri yönetilen konumuna getirmek için devreye konulan uygulamalar müslümanların büyük kısmının göç etmesi ile neticelenmiştir. Değişik sebeplerle göçe iştirak etmeyip geride kalanlar da varlıklarını ve kimliklerini korumak için mücadele vermişlerdir. Bu serüvende her daim halkın yanında olmayı seçen onları bilinçlendirip millî ve kültürel birliği korumayı görev edinen ilim adamları olmuştur. Bu tavırları sebebiyle yönetim nezdinde itibar görmeyen söz konusu ulemanın faaliyetleri de hayatları hakkındaki bilgiler de kendine ancak halkın hatırasında yer bulabilmiştir. Çalışmaları ise not defterlerine mahkûm edilmiş kendi kütüphanelerinin ötesine ulaşamamıştır. Bu sebeple bugün onların hayatlarına dair yapılmış ve yapılacak olan çalışmalarda halkın hafızasında yer etmiş bu bilgiler son derece önemli bir yer tutmaktadır. Kütüphanelerine ulaşabilme imkanı ise bize hem sahip olduğumuz bilgileri teyit etme hem de bazı yeni bilgileri elde etme imkanı tanımaktadır. Bu bağlamda son dönem Kuzey Makedonya ulemasından olan Kemal Aruçi’nin kütüphanesinde bulunan bir mektup önemli bir örnektir. Bu makalede merhum Kemal Aruçi tarafından dönemin Yugoslavya Cumhuriyeti İslam Birliği Yüksek Meclisi Başkanı Hamdiya Çemerliç’e gönderilmiş olan bir mektup/dilekçe çerçevesinde dönemin ilim adamlarının genel durumu ele alınacaktır.
After the physical withdraw of the Ottomans from the Balkans, a time of uncertainty started for Muslims left behind. Policies aiming to bring those ruled for more than 500 years to the position of rulers of the new period resulted in the migration of vast numbers of Muslims from the region. Those who didn’t participated to these waves of migration for different reasons and remained struggled so as to protect their historical existence and their own identities. In this survival process, it was the ulema who have always sided with the people, helped them to retain their consciousness and worked for the national and cultural unity of their own societies. For this reason, these manners of ulema were not appreciated by authorities so information about activities and lives of these Muslim clergy would be available only in the memory of those Muslim societies in which they lived. As for their written works, they could not free themselves from those notebooks inside their personal libraries. For this reason, information available at the public memory is essential for researches that had already been finished or the ones still in progress. In this respect, a letter available at the personal library of Kemal Aruçi who is one of the recent-period ulemas of North Macedonia, is a significant example. This paper explores general conditions for the clergymen of that period focusing on the letter/petition of Kemal Aruci to the then President of Higher Council of the Muslim Union of Yugoslavia
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Ekim 2020 |
Gönderilme Tarihi | 30 Mayıs 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 6 |