Kader konusu insanoğlunun tam anlamıyla sırrına vâkıf olamadığı ve geçmişten günümüze gündemini meşgul eden konulardan biri olagelmiştir. Allah-evren ve Allah-insan ilişkisi bağlamında kategorize edebileceğimiz kaderin insanla olan münâsebeti, ıztırârî ve ihtiyârî olarak iki başlık altında incelenmektedir. Iztırârî kader; kulun irâdesinden bağımsız olarak gerçekleşen kalp atışları, sindirim sistemi gibi eylemleriyken; ihtiyârî kader ise onun kendi özgür irâdesiyle meydana gelen söz ve eylemleridir. Makâlemizin mevzubahsi kaderin işte bu başlığıdır. Ebussuûd kader konusuna dâir kaleme aldığı risâlesinde; günâhlara dalan Zeyd karakterinin, işlediği günâhlarda kaderi bahane ederek mazur görülmesi gerektiğini, bu konuda haklılığını ispatlamak için Kur’ân ve Sünnet’ten bazı deliller sunduğunu belirtmektedir. Ebussuûd’un bu delillere verdiği cevapları, yazdığı İrşâd isimli tefsirinde ilgili âyetlere yaptığı yorumlarla birlikte değerlendirdiğimiz risâlede o, kulun, fiillerinde cebir altında olmayıp, bilâkis özgür irâde sâhibi olduğunu naklî ve aklî yöntemlerle izah etmektedir.
The subject of fate has been one of the issues that human beings have not fully understood and have occupied their agenda from the past to the present. The relation of fate with human, which we can categorize in the context of God-universe and God-human relationship, is examined under two headings as painful and prudent. Iztirârî fate; While actions such as heartbeat and digestive system that occur independently from the will of the servant; Prudent destiny, on the other hand, is his words and deeds that occur by his own free will and wish. This is the title of the personal destiny in our article. Abu al-Saud in his treatise on the subject of fate; He states that the character of Zayd, who plunges into sins, should be justified by using fate as an excuse for the sins he committed, and that he offers some evidence from the Quran and Sunnah to prove his justification in this regard. In the treatise, which we will evaluate together with the comments made by Abu al-Saud to the relevant verses in his interpretation of Irshad Tafseer, he explains that the servant is not under compulsion in his actions, but has free will, by means of narration and rational methods.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Nisan 2021 |
Gönderilme Tarihi | 6 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 7 |