Türk
romanında mizah duygusu en kuvvetli yazarların başında gelen Oğuz Atay,
kendisinin de temsilcilerinden biri olduğu küçük burjuva aydınının portesini
parodi düzleminde ve acı bir alayın eşliğinde ironik bir dille çizer. Parodinin
başka bir eser veya düşünceyle komik bir uyumsuzluğu hatta alayı içerdiğini
hatırladığımızda Atay’ın Batılılaşma maceramızdan başlayarak Cumhuriyet
devrimlerine uzanan ve giderek Türkiye’deki sol ve sağ ideolojiye yönelik
eleştirilerini bu teknik üzerinde temellendirdiğini görüyoruz. Atay’ın ironik
üslubunun hicve dönüşmediğini hatta bir şakada kaldığını iddia eden
araştırmacıların yanında ironiden çok humor duygusunun daha belirgin olduğunu
söyleyen eleştirmenlerin varlığı bizi Atay’ı hala tek bir açıdan yorumlamaya
çalışmanın yanlış olduğu kanısına götürmüştür. Bir karnaval havasında birçok
metin parçacıklarının adeta üst üste yığıldığı bir anlatı olan Tutunamayanlar’a
baktığımızda, ironi, hiciv, kaba mizah, kara mizah, alay, şaka birbirleriyle
uyum içinde özellikle parodi düzleminde buluşmuştur. Bu iddiaların temel
dayanağı ise Atay’ın kendisini de içine alan ve Tutunamayan olarak tarif ettiği
aydına yaklaşımındaki alayın naifliği ve herhangi bir çözüm yolu göstermediği
için havada kalmış olduğudur. Eleştirmenleri ikileme düşüren şey ise metinde
Atay’ın alaycı tutumunun satirik bir görünüme büründüğü sayfalardır. Kara
mizahın örnekleri sayılabilecek bir dil kendini gösterirken naifliğin yerini
hicvin acılı alayı alır. Bu husus aslında Tutunamayanlar romanının bir parodisi
olarak da yorumlanabilir. Kendini gerçekleştiremeyen ve birey olamamanın
verdiği ıstırabı yaşayan aydınımız ironi düzeyinde kalacak bir varoluş sorununu
zihni bir düzlemde ele alacakken, toplumu eğitmesi gerektiğini hatırlayan
sorumlu bir aydın profiline bürünmek zorunda kalmış ve kaba ve basit çözümler
peşinde koşmasa da her Türk aydını gibi “Işık” olmaya çalışmıştır.
Oğuz Atay, who is one of the most
important Turkish writers that have a powerful sense of humor, draws portrait
of the petty bourgeois intellectuals –he is also one of the representative of
them- ironically in a plane of parody by a bitter procession. When we remember
that a funny imcompatibility of parody with another work or thinking and even
it’s extending the procession, we see that Atay justifies his criticism for our Westernization adventure to
Republication revolution and the left and right ideology in Turkey on this
technique. In addition to the researchers claimig Atay’s ironic style does not
turn into satire and even it remains as a joke, the existence of critics saying
that his humor sense is more pronounced than irony, take us to the belief that it
is wrong to still trying to interpret Atay from one angle. When we look at
Tutunamayanlar that is a narrative of almost many text snippets are piled on
top at a carnival atmosphere, irony, satire, rude humor, black humor,
procession, joke are met in a harmony with each other especially at the plane
of parody. The basic premise of these claims is naivety of procession in the
approach to intellectuals as Atay describes them as Tutunamayan “disconnectus
erectus” also as he regards himself like them and it’s remaining up in the air
because he does not show remedy. Furthermore the thing that pulling critics
into dilemma is Atay’s cynical attitude of the pages that are wrapped in a
satirical view in the text. As a language that can be considered as examples of
black humor shows itself, mourning procession of satire takes place instead of
naivety. This issue can actually be interpreted as a parody of the novel
Tutunamayanlar. Our intellectual that is unable to perform himself and
suffering from failing to be individual was forced to take on an intellectual
profile recalling the need to educate the society and tried to be “Light” like
all Turkish intellectuals even though he did not run after rude and simple
solutions, instead of dealing with the existence problem which would remain at
an irony level in a mental plane.
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Nisan 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 8 |