Some manuscripts contain examples of non-standard
alphabets designed by different methods. Only a limited segment can read these
alphabets. Therefore, they are considered as a type of secret writing. One of
these alphabets is ḥaṭṭ-i shajarī. It is named as ḥaṭṭ-i shajarī because its shape resembles a
tree and because of its shape, it is also called in many different names as ḥaṭṭ-i naḫlī, ḥaṭṭ-i servī, ḥaṭṭ-i shajar, ḳalem-i miscer, ḳalem-i mushajjar, ḳalem-i serv and ḳalem-i shajarī. This writing style can
be found in various Turkish, Arabic and Persian manuscripts. Ḥaṭṭ-i shajarī is basically designed using
abjad, the Semitic alphabet system. This alphabet has been used in the past to
secretly record or securely transmit some information. The alphabet was
established using an ancient encryption method. This method has a
history of at least 2,500 years as understood from the manuscript records and
other sources. It has a universal prevalence as of its period of use. Ḥaṭṭ-i shajarī, which is a reflection of
this ancient method in Islamic culture, has basically three different models
according to the application examples in manuscripts and other records in the
sources. In this study, the definition of
ḥaṭṭ-i shajarī has been made in a way, the
origin problem has been discussed and the main models have been defined through
the existing examples.
In addition, these models are classified as individual
species. Then, by looking at the functions of the existing records in the
manuscripts, it was tried to determine for what purposes this text is mostly
used in which texts.
El
yazması eserlerde, birbirinden farklı yöntemlerle tasarlanmış standart dışı alfabe
örnekleriyle karşılaşılabilmektedir. Herkesçe bilinmemeleri itibarıyla birer
gizli yazı türü olarak da kabul edilen bu alfabelerden biri de hatt-ı şecerîdir.
Adını şeklinin ağaca benzemesinden alan söz konusu yazıya muhtelif türdeki
Türkçe, Arapça ve Farsça el yazmalarında tesadüf edilebilmektedir. Arap
yazısının ebced diziliminden faydalanarak tasarlanan bu alfabenin, geçmişte
bazı bilgileri gizli bir şekilde kaydetmek veya güvenli olarak nakletmek
amacıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır. Yine şeklinden ötürü hatt-ı nahlî, hatt-ı servî, hatt-ı şecer, kalem-i miscer, kalem-i
müşeccer, kalem-i serv ve kalem-i şecerî
gibi birçok farklı adla da anılan söz konusu alfabe, kadim bir şifreleme
yönteminden yararlanılarak tesis edilmiştir. Bu yöntem, el yazması kayıtlarından
ve sair kaynaklardaki bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla en az 2.500 yıllık bir
geçmişe ve kullanıldığı dönem itibarıyla da evrensel bir yaygınlığa sahiptir.
Bahse konu yöntemin İslam muhitindeki bir yansıması olan hatt-ı şecerî,
el yazmalarındaki uygulama örneklerine ve kaynaklardaki başka kayıtlara göre
temelde üç farklı modele sahiptir. Bu çalışmada hatt-ı şecerînin
tafsilatlı bir tanımı yapılarak menşei konusu tartışılmış, mevcut örnekler
üzerinden belli başlı modelleri belirlenip müstakil türler olarak tasnifleri
yapılmış ve el yazmalarındaki işlevlerine bakarak daha çok ne tür metinlerde
hangi amaçlarla kullanıldıkları belirlenmeye çalışılmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sanat ve Edebiyat |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 16 |