Salman Rüşdi (1947) postmodern tarzda yazan ünlü postkolonyal yazarlardan biridir. Yazarın kısa öykü koleksiyonlardan biri olan Doğu, Batı (1992) adlı eseri mantık merkezli ikilikleri sorunsallaştırır. Yazarın “Yakut Pabuçların Müzayedesinde” başlıklı öyküsü bu koleksiyondaki öykülerden biridir. Bu öykü, küçük kız Dorothy’nin önce memleketi Kansas’tan göç etmek isteğini sonra ise misafir olduğu Oz adlı ülkedeki pastoral ortamı, yeni arkadaşlıkları ve güzel deneyimleri bırakarak Kansas’a geri dönme çabasını anlatan L. F. Baum’un Oz Büyücüsü (1900) adlı fantastik çocuk romanından uyarlanan 1939 tarihli filme dayanan büyülü gerçekçi bir eserdir. Dorothy’yi Kansas’a geri götüren pabuçların müzayedesinde geçen Rüşdi’nin öyküsü, anlatıcı ve diğer karakterlerin “yuva” arayışını anlatır. Bu çalışma, sözü edilen öykünün, göçmelerin anavatanına karşılık gelen postkolonyal “yuva” kavramının parodisini yaptığını iddia etmektedir. Ayrıca, öykünün; Dorothy’nin evine dönmesini sağlayan fantastik Oz dünyasının aksine distopik kapitalist toplumda “yuva” kavramın fiziksel ya da kültürel uzam olarak anlamını yitirdiğini göstererek bu sözcüğü yeniden kavramlaştırdığını ileri sürmektedir. O yüzden, bu postmodern öyküyü Rüşdi’nin filmle ilgili deneme yazılarının yanı sıra Jacques Derrida’nın “arşiv”, “ayıram” ve “eklenti” gibi terimleri çerçevesinde ele almaktadır. Öykünün analizi “yuva” sözcüğünün kavramlaşmasındaki imlemeler oyununu ortaya çıkarmaktadır. Çalışma, öykünün nihai imleyen ve imlenenin ertelenmesiyle Baum’un romanındaki “yuva” imleneni nasıl merkezsizleştirdiğini göstermektedir. Böylece, çok kültürlü materyalist dünya sakinlerinin; yaşamlarında yoksun oldukları ve maddiyatla bir türlü erişemedikleri her şeyin sürekli değişen göreceli bir metaforu olan “yuva”nın özlemini çeken ve çaresizce arayışında olan sürgünlerden ibaret olduğu sonucuna varmaktadır.
Salman Rushdie (1947) is one of the prominent postcolonial authors writing in a postmodern style. East, West (1992), which is one of his short story collections, problematizes logocentric binaries. “At the Auction of Ruby Slippers” is one of the stories in the collection. The story is a magical realist work based on the movie The Wizard of Oz (1939), which was adapted from L. F. Baum’s children’s fantasy novel The Wonderful Wizard of Oz (1900) depicting little girl Dorothy’s, first, aspiration to migrate from her homeland Kansas, then her struggle to return there, leaving the idyllic atmosphere, new friendships and good experiences in the host land Oz. The story, set in the auction of the slippers, which take Dorothy back to Kansas, tells about the narrator and the other characters’ quest for “home”. The study argues that the story parodies the postcolonial concept of “home” which refers to the native country for immigrants. Moreover, it suggests that the story reconceptualizes the concept of “home”, indicating that it has lost its meaning as a physical or cultural space in a dystopian capitalist society in contrast to the fantasy world of Oz, which enables Dorothy to return her house. Therefore, the postmodern story is examined within the framework of Jacques Derrida’s terms such as “archive”, “différance” and “supplementary” in addition to Rushdie’s essays on the movie. The analysis of the story reveals the play of significations in the conceptuality of “home”. It indicates how the story decentres the signified “home” in Baum’s novel within the postponement of an ultimate signifier and signified. Thus, this study concludes that inhabitants of the multicultural materialistic world are indeed exiles longing and desperately searching for “home”, which is an ever-changing relative metaphor for everything they are deprived of and cannot just attain through materiality in their lives.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: Ö8 |