Irk, cinsiyet ve sınıf hiyerarşileri açısından bakıldığında, Sevgili Arsız Ölüm ve Beloved romanlarının kadın karakterleri ataerkil baskının yanında toplumdan dışlanmış olmanın baskısına da maruz kalmaktadır. Bu dış baskı, onları sömürgeleşmeyi canlandırmaya (bazen bir kadın başka bir kadına da baskı yapabilir) ve bazen hayatlarında daha fazla direnmeye yönlendirir. Her iki romanda da gerçek ve hayali arasındaki çatışmayı analiz ederek, farklı zamanlarda, mekânlarda ve hikâyelerde ezilen karakterlerin acılarını ve kendini keşfetme ihtiyaçlarını görebilmek mümkündür. Toni Morrison, siyah halkın trajik tarihini ve ırkçılık yüzünden yaşadıkları zorlu hayatları ortaya koyan başyapıtı Beloved'a, büyülü gerçekçiliğin özelliklerini başarıyla yedirmiştir. Türk Edebiyatının önde gelen büyülü gerçekçi yazarlarından Latife Tekin, Sevgili Arsız Ölüm romanında köyden kente göç eden Türk insanının sorunlarını ve kendilerini tanımlama çabalarını ortaya koymaktadır. Büyülü gerçekçiliğin doğrusal olmayan zaman ve mekân, öyküleyici çatıya geçiş, olağanüstü olaylar, geleneksel inançlar ve hayal gücü gibi tipik ilkeleri her iki romanda da mevcuttur. Çalışmanın amacı, ezen tarafın ürettiği gizli ve/veya çarpıtılmış gerçekliklerin diğer tarafını tartışmak ve buna eşlik eden tarihsel, sosyal ve psikolojik sorunları kadın karakterlere odaklanarak analiz etmektir.
Öykünmeci gerçeklik Avrupa merkezci feminizm tarihsel heterojenlik kültürler arası ataerkillik
In terms of race, gender, and class hierarchies, the female characters of Sevgili Arsız Ölüm and Beloved suffer the pressure of being societal outsiders along with patriarchal oppression. This outside pressure leads them to recreate colonization (sometimes a woman can oppress another woman) and sometimes to fight back more in their lives. By analyzing the conflict between the real and the imaginary in both novels, one can understand that it is possible to see suffering and the need for self-discovery by oppressed characters across different times, spaces, and stories. Toni Morrison successfully incorporates magical realist features into her masterpiece Beloved, which manifests Black people’s tragic history and their difficult lives as a result of racism. Latife Tekin, who is a leading magical realist author in Turkish Literature, presents the problems of Turkish people who have immigrated from rural to urban environments and their strivings for self-identification in her novel Sevgili Arsız Ölüm. Typical tenets of magical realism are present in both novels, such as non-linear time and space, passing narrative voices, extraordinary events, and traditional beliefs and fantasy. By referring to the magical realist style of narration and postcolonial feminist theory, the aim of this comparison is to observe the common struggles experienced by non-white and non-Western women in todays’ world. The aim of the study is to discuss the other side of the hidden and/or distorted realities produced by the oppressors, and to analyze the attendant historical, social, and psychological issues by focusing on female characters.
Mimetic Reality Eurocentric Feminism Historical Heterogeneity, Cross-Cultural Patriarchy
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 21 |