19.yy’dan itibaren İngiliz sömürgeciliği ve ABD-Britanya kültürel yayılma politikaları gibi birbirleriyle alakalı birçok etmen sayesinde önemli bir uluslararası dil statüsü kazanan İngilizce, eğitimden turizme, sanattan edebiyata uzanan biçok farklı alanda muazzam bir kullanım sahası elde etmiştir. Günümüzde, küreselleşme, akademi, medya, müzik, TV ve spor gibi çok etkin yayılma mekanizmalarını kullanarak uluslararası geçerli dil konumunu devam ettirmektedir. Ancak, bu hakimiyet, ya da Robert Phillipson’un tabiriyle İngiliz dili emperyalizmi yerel dillerin unutulması hatta yok olması ve ulusal dillerin de ikinci dereceye düşürülmesi ve melezleşmesi anlamına gelmektedir. 20. yy. ortasından itibaren, Türkiye’nin ABD ile siyasal olarak yakınlaşması, Türk halkının hayatına ve diline geri dönüşü olmayan değişiklikler getirmiştir, ki bunun eleştirisi, bu çalışmanın iddia ettiği gibi, dil emperyalizmi kavramı çerçevesinde yapılabilir. Phillipson’un bu doğrultudaki teorik yaklaşımına dayanarak, bu çalışma, Türkiye’de İngilizce’nin kullanım şekillerini tartışmakta ve eleştirmektedir, böylece Türkçe’deki dil aşınmasına, dilsel alandaki kirliliğe, ve gençler arasındaki dil ayrımcılığına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.
İngilizce dil emperyalizmi Türkçedeki aşınma kültürel dejenerasyon ve Türk gençleri
Starting to attain an important international language status in the world from the 19th century onwards thanks to many interrelated factors like British colonialism and later US-Britain cultural policies of expansion, English language has achieved an unprecedented prevalence in usage in different sectors ranging from education to tourism and art to literature and sports. Today, it keeps its reign as an international lingua franca, reinforcing its position by making use of very effective mechanisms of expansion such as globalization, academia, media, music, TV, and sports. This preponderance, or in Phillipson’s words, English linguistic imperialism, however connotes oblivion and even evanescence of vernacular and the inferiorization and hybridization of national languages. As mid-20th century onward, Turkey’s political convergence with the US has brought into the life and language of Turkish people irreversible changes whose critique, as this paper argues, can be made within the concept of linguistic imperialism. Drawing on theoretical approach by Phillipson, this paper thus discusses and critiques the ways English is used in Turkey, in an attempt to draw attention to the attrition in Turkish language, inquination in linguistic landscape, and language discrimination among the young.
English linguistic imperialism attrition in Turkish language cultural degeneration and Turkish youth
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 24 |