Uyguların yerleşik bir düzenle yaşamaları, benimsedikleri dinlerle birlikte hayatlarında meydana gelen değişimler, çevrelerindeki toplumlarla ilişkileri, ticarî hayatları, beşerî ve sosyal hayattaki rolleriyle, diğer Türk kavimlerinden ayrıştıkları düşünülmektedir. Nitekim Uygurların yaşadığı dönemlerde meydana gelen kültürel gelişimler bu düşüncelerin delilleri durumundadır. Uygur eserleri pek çok açıdan (muhteva, yazı tarzı, kâğıt kalitesi, kitap cildi, baskı vb.) göz önüne alındığında ileri düzeyde bir kültür hayatının varlığına işaret etmektedir. Bu zengin kültürel ortama dair en önemli deliller, o dönemde oluşturulan dinî ve din dışı metinlerin söz varlığıdır. Değişen yaşam koşulları ve Uygurların siyasî, sosyal, ekonomik, dinî vb. farklı sebeplerle iletişim kurdukları toplumların da etkisiyle, söz varlığında üretme/türetme/ödünçleme hususlarında pek çok değişiklik meydana gelmiştir. Benimsenen dinlerle birlikte kabul gören uygulamalar, dilde yeni sözcüklerin türetilmesine neden olmuştur. Budizm’in canlıların sevaplarını ve iyiliklerini merkeze koyan yaklaşımları, Uygurların “buyan” adını verdiği “sevap ve iyilikler” ve bunların artışı nispetinde karmalarının da iyi olacağı düşünceleri, basım ve çoğaltım faaliyetlerinin de gelişmesine neden olmuştur. Bu doğrultuda Uygurlarda sevap ve iyiliklerin artması düşüncesi ile pek çok eser çoğaltılmaya başlanmış bu faaliyetleri anlatacak yeni eylemler de dilde kullanılmaya başlanmıştır. Eser çoğaltma gereksinimine karşılık olarak dilde bu eylemi anlatmak üzere bilhassa Uygurların son dönem eserlerinde yaktur- “bastırmak, çoğaltmak, kopyalamak” eylemi ile karşılaşılmıştır. Bilhassa Tibet Budizmi çevresinde şekillenen metinlerde karşılaşılan sözcük, Eski Türkçe Dönemi sözlüklerinde yer almamış (2021 yılına kadar) ve araştırmacıların metin aktarımında farklı anlamlandırmalarıyla anlam karışıklığına uğradığı tespit edilmiştir. Bu yönüyle, eldeki çalışma, son dönem Uygur baskı tekniğinin önemli terimlerinden olan Eski Uygurca yaktur- eylemi üzerinde değerlendirmelerden oluşmaktadır. Öncelikle çalışmada, Uygur baskı tekniği ve tekniğin gelişimine mukabil “yaktur” eyleminin oluşum süreçleri ve sözcüğün metinlerde anlamlandırılma hadiseleri üzerinde durulacaktır.
It is thought that the practices differ from other Turkish tribes with their living in a settled order, the changes that occur in their lives with the religion they have adopted, their relations with the societies around them, their commercial lives, their roles in human and social life. As a matter of fact, the cultural developments that took place during the times of the Uighurs are the proofs of these thoughts. When Uyghur works are taken into account in many aspects (content, writing style, paper quality, book binding, printing, etc.), the existence of an advanced cultural life is witnessed. The most important evidence of this rich cultural environment is the vocabulary of religious and non-religious texts created at that time. Changing living conditions and political, social, economic, religious, etc. of the Uighurs. Many changes have occurred in terms of producing/deriving/borrowing in the vocabulary, also with the influence of the societies they communicate with for different reasons. The accepted practices along with the adopted religions have led to the derivation of new words in the language. Buddhism's approaches that put the goodness and goodness of living things in the center, the "goodness and goodness" that the Uyghurs call "buyan" and the thoughts that their karma will be good in proportion to their increase, have also led to the development of printing and reproduction activities. In this direction, with the idea of increasing the goodness and goodness of the Uyghurs, many works have started to be reproduced and new actions to describe these activities have also been used in the language. In response to the need to reproduce the work, it is especially used in the late works of the Uyghurs to describe this action in the language. yaktur- the action of "suppressing, duplicating, copying" has been encountered. Especially, the word encountered in the texts shaped around Tibetan Buddhism was not included in the dictionaries of the Old Turkish Period (until 2021) and it was determined that the researchers had different meanings in the text transfer. In this respect, the present study consists of evaluations on the Old Uyghur verb “yaktur-”, which is one of the important terms of the late Uyghur printing technique. First of all, in the study, the Uyghur printing technique and the formation processes of the "yaktur" action in response to the development of the technique and the events of the meaning of the word in the texts will be emphasized.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 24 |