1500-01 yılında doğup III. Murad devrinin (1574-1595) ortalarında vefat eden Garâmî, klasik Türk şiirinin ilgi çekici şairleri arasındadır. Bir saz icat edecek kadar musiki bilgisine sahip olduğu, tambur çaldığı, remil ilmine vâkıf olduğu, altmış yaşından sonra seyitlik iddia ettiği dikkate alındığında onun çok yönlü bir şahsiyete sahip olduğu ortaya çıkacaktır. Rumeli’de Karaferye’de yetişen şairin Dîvân’ı vardır. Çoğu gazel olmak üzere Dîvân’ında 1700’ü aşkın şiir bulunmaktadır. Karaferye Şehrengizi ise henüz ele geçmiş değildir. Şairin Tezkiretü’ş-Şu‘arâ ismini verdiği şairnamesi ise müstakil bir eser olmayıp Dîvân’ın içinde yer alan ve 241 şairin mahlasını daha ziyade kelime manalarını kullanarak zikrettiği gazellerden ibarettir. Garâmî öteki şiirlerinde 4’ü İranlı şair, 17’si Türk şairi olmak üzere 21 şairi zikretmiştir. Bunlar Câmî, Firdevsî (Tûsî), Kemâl-i Hocendî ve Selmân-ı Sâvecî ile Âhî, Ahmed (Paşa), Atâ-yı Üskübî, Bâkî, Cem Sultan, Hâverî, Hayâlî, İshâk, Kandî, Muhibbî, Nebâtî, Necâtî, Nevâyî, Şem‘î, Şeyhî, Yahyâ, Zâtî’den ibarettir. Şairnamesi hesaba katılmasa bile Garâmî’nin pek çok şaire şiirinde yer veren bir edip olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak temas edilen şairlere dair verdiği bilgiler son derece sınırlıdır. İranlı şairleri kendine örnek aldığını belirtmiştir. Türk şairlerden Âhî ve İshâk’ı ilim ve şiir sahasında hocaları olarak zikreder, Şem‘î’nin dostu olduğunu belirtirken en çok Bâkî hakkında bilgi verdiği görülmektedir. Bir gazeli dolayısıyla Bâkî’nin bir ara eski itibarını yitirmesi bunların başında gelmektedir. Yahyâ Bey’i ise “Şapka” sıfatıyla birlikte anmıştır.
Garami who was born in 1500-01 and died in the middle of the Murad III era (1574-1595), is one of the most interesting poets of classical Turkish poetry. He had enough knowledge of music to invent an instrument, played tanbur, had knowledge o ramil (sand fortune), declared himself as sayyed after the age of sixty. Garami who grew up in Veria in Rumelia, has a Diwan. There are more than 1700 poems in his Diwan, most of them ghazals. Shahr-angiz of Veria has not been founded yet. His Tazkirat al-Shuara is not a separate work with ghazals which contain 241 pennames of classical Turkish poets. Garami mentioned 21 poets, of which 4 are Iranian poets and 17 are Turkish, in his other poems. These are Câmî, Firdevsî (Tûsî), Kemâl-i Hocendî, Selmân-ı Sâvecî; Âhî, Ahmed (Pasha), Atâ-yı Üskübî, Bakî, Cem Sultan, Hâverî, Hayâlî, İshâk, Kandî, Muhibbi, Nebâtî, Necâtî, Şem'î, Şeyhî, Yahyâ, Zâtî. It is revealed that Garami is a poet who has gave place many poets in his poems. However, the information he gave about the poets contacted is extremely limited. He stated that he took the example of Iranian poets. He mentioned Turkish poets Âhî and İshâk as his teachers in the field of science and poetry, and Şem‘î as his friend. He gave information mostly about Bâkî who lost his former reputation because of his ghazal. He refers to Yahyâ Bey with the title of “Hat”.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Türk dili, kültürü ve edebiyatı |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 24 |