1980'lerde çağdaş bir edebi yaklaşım biçimi olarak ortaya çıkan Yeni Tarihselcilik kuramı bir metni sadece tarihi bağlamda değil, aynı zamanda sosyo-kültürel bağlamı da göz önüne alıp bir metni analiz eder. Bu sebeple, Yeni Tarihselcilik, metin ile metnin yazıldığı dönem arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmayı amaçlayan bir yaklaşım olarak varlığını korumaktadır, böylece bir metinde gizlenmiş olan o döneme ait sosyo-kültürel gerçekleri ortaya çıkarmayı amaçlar. Bunun dışında, Yeni Tarihselcilik bir metnin farklı açılardan incelenmesi için zemin hazırlar. Bunlardan biri, tarihin nasıl yansıtıldığına meydan okuyarak karşılaştırma ve/veya karşıtlık yoluyla tarihin nasıl özel/kişisel tarihler olarak yansıtıldığını yorumlamasıdır. Tek bir bakış açısıyla yorumlanan tek bir tarihin değil, farklı bakış açılarıyla birçok tarihin olduğunu vurgulayarak, Yeni Tarihselcilik, anlatıcıdan yola çıkarak tarihin güvenilmezliğine dikkat çeker. Çağdaş bir yazar olarak Kazuo Ishiguro, romanlarında anılarından beslenen bir anlatıcının güvenilmezliğini ortaya çıkarmaya odaklanan bir yazar olarak kendisini götermektedir. Tüm bunları göz önünde bulundurarak, bu makale öznel ve güvenilmez tarih anlayışının geleneksel tarihle nasıl iç içe geçtiğini ortaya sermek için Kazuo Ishiguro'nun Öksüzlüğümüz (2000) adlı eserini incelemeyi amaçlamaktadır. Böylece, bir geleneksel tarihin zaman ve hafızaya dayalı olarak bir deneyimciden diğerine nasıl farklılaştığını ve tarihin geleneksel tarihte olduğundan tamamen farklı bir kişisel tarihe nasıl tarihselleştirildiğini göstermeyi amaçlamaktadır.
Yeni Tarihselcilik tarihin yorumlanması metnin tarihselleşmesi tarihin metinleşmesi hafıza Kazuo Ishiguro
Emerged as a contemporary form of literary theory in 1980s, New Historicism aims to analyse a text considering not only historical but also socio-cultural contexts as essential background to a literary text. Therefore, New Historicism keeps its own as an approach that aims to reveal the connections between the text and the time it was written, thus to reveal socio-cultural facts of that particular time hidden in a text. Apart from this, New Historicism also functions to lay ground for different analyses of a text from different aspects. One of these functions stands as the interpretation of historical facts by challenging the way how history is evaluated through comparison and/or contrast of how it is reflected as private/personal histories. Stressing on the point that there is not one single history that is interpreted by one single point of view, New Historicism takes attention to unreliability of the history based on the narrator. As a contemporary writer, Kazuo Ishiguro reveals himself as one who focuses on the unreliability of a narrator who feeds on his memories in his novels. Considering all these, this paper aims to analyse Kazuo Ishiguro’s When We Were Orphans (2000) to depict how the subjective and unreliable understanding of the history is intermingled with the public history. Thus, it aims to depict how a public history differs from one to another experiencer based on time and memory, and how history is historicised into a personal history differing completely from what it remains in the public history.
New Historicism interpretation of history historicity of texts textuality of history memory Kazuo Ishiguro
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Eylül 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 24 |