Bir tedavi yöntemi olmasının yanı sıra farklı disiplinlerle de ilişkilendirilen psikanaliz, XX. yüzyılın başlarından itibaren Sigmund Freud’un psikanalitik kavramları çözümlerken edebiyat ürünlerinden yararlanması sonucu edebî çalışmalar açısından verimli bir alana dönüşür. Psikanalizin yöntemlerinin edebî eleştiri için uygulanılması olan psikanalitik edebiyat kuramı, ayrıntılı kuramsal yaklaşımı ile edebiyat çözümlemelerinde, yazarın ve karakterlerinin bilinçdışı motiflerini, yüzeysel olanın ötesindeki içerikleri ortaya koymaktadır. Freud, bu kuramsal bakış açısı çerçevesinde edebî eserleri incelerken özellikle fantastik olana odaklanır. Fantastikte görünmeyen ve bilinmeyen olayların görünür ve bilinir gibi olmasından doğan şüphe ve gizem, psikanalizin araştırma konusu olmuştur. Özellikle fantastik edebiyatta ortaya çıkan tuhaf ve kaygı veren durumları, kahramanın ve yazarın ruhsal durumu ile ilişkilendiren Freud, bu tür durumları tekinsizlik başlığı altında ele alır ve psikanalitik bir öge olarak ayrıntılandırır. Freud 1919 yılında kaleme aldığı Das Unheimliche (Tekinsizlik) başlıklı makalesinde tekinsizliği “korku yaratan şeylerin eskiden beri bilinen ve yabancı olmayan bir şeye geri uzanan türü” (Freud, 1999: 326) olarak tanımlamaktadır. Bu çalışmada ilk olarak tekinsizliğin anlamı, içeriği üzerinde durulmuş sonra bu kavramın öne sürdüğü izlekler üzerinden Arjantinli yazar Julio Cortázar’ın Ele Geçirilmiş Ev adlı öyküsü ele alınmıştır. Öyküdeki karakterlerin kabul edilemeyen dürtülerinin ve düşüncelerinin bilinçdışına itilmesi ile bastırılmış olan yorumlanmaya çalışılmış ve bastırılmış olanın geri dönüşü ile ilgili olarak ortaya çıkan tekinsiz durum incelenmiştir.
Julio Cortázar Sigmund Freud psikanalitik edebiyat kuramı tekinsizlik
In addition to being a treatment method, psychoanalysis, which is associated with different disciplines, turns into a productive field in terms of literary studies as a result of Sigmund Freud's use of literary products while analyzing psychoanalytic concepts since the beginning of the 20th century. The psychoanalytic literary theory, which is the application of the methods of psychoanalysis for literary criticism, reveals the unconscious motives of the author and his characters, the contents beyond the superficial, with its detailed theoretical approach. While examining literary works in the context of this theoretical point of view, Freud especially focuses on the fantastic. Suspicion and mystery arising from the invisible and unknown events being visible and known in fantasy has been the subject of psychoanalysis. Freud, who associates the strange and worrisome situations that occur especially in fantastic literature with the mental state of the hero and the author, deals with such situations under the title of uncanny and details it as a psychoanalytic element. In his article titled Das Unheimliche (The Uncanny), which he wrote in 1919, Freud defines the uncanny as “that class of the terrifying which leads back to something long known to us, once very familiar” (Freud, 1999: 326). In this study, firstly, the meaning and content of the uncanny were emphasized, then the story of Argentine writer Julio Cortázar's House Taken Over was discussed through the themes suggested by this concept. By pushing the unacceptable impulses and thoughts of the characters into the unconscious, the repressed one is tried to be interpreted and the uncanny situation that arises in relation to the return of the repressed as a result of this situation is examined.
Julio Cortázar Sigmund Freud psychoanalytic literary theory uncanny
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 25 |