Doğu'daki Fransız gezginlerin hikâyeleri, büyük ölçüde Orta Çağ'dan, esas olarak iki amaç için başlar: hac yeri Kudüs, Avrupa ve Asya'nın kavşağı Konstantinopolis. Konstantinopolis, 1453'den itibaren yeni ismi olan İstanbul’a dönüşerek Türk ve Müslüman olur. Yeni adı altında ve yüzyıllar boyunca seyahatnamelerin en bilinen şark konularından biri haline gelir. Bu seyahat hikâyeleri, seyahat pratiğinin yanı sıra “Doğu” ve “Batı” halkları arasındaki kültürlerarası ilişkiye de tanıklık eder. Hem bir seyahat deneyimi hem de edebi bir söylem olan bu geziler, tarihsel, kültürel ve politik konularla iç içedir. XX. yüzyılın başlarındaki yazarlar arasında, Türkiye’de bir Kadın Gezginin Günlüğü adlı eserinde dikkatimizi çeken Fransız yazar-gezgin Marcelle Tinayre yer alır. Jön Türklerle dostane ilişkiler içinde olan bu Fransız romancı; Sultan II. Abdülhamid'in baskısından kaçan ve otoriter rejimine karşı çıkan ve Paris'e yerleşen Jön Türklerden bahseder. Sürgün günleri sona erdiğinde ve yurtlarına döndüklerinde Tinayre onları unutmaz ve onları görmek için İstanbul'a gelir. Osmanlı İmparatorluğu'nda bulunduğu süre boyunca, dönemin Osmanlı toplum yapısıyla yakından ilgilenir. "Jön Türkler"in lideriyle olan ilişkilerini, kişilerin ve toplumun günlük yaşamıyla olan ilişkilerini eserinde dile getirir. Buradaki deneyimlerini, kurumlar ve Doğu gelenekleri hakkındaki izlenimlerini bir Oryantalist yazarın bakış açısıyla tanıtır. Bu çalışmamızda Tinayre'nin XX. yüzyılın şafağında değişen Türk toplumuna ilişkin oryantalist izlenimlerini inceleyeceğiz.
Marcelle Tinayre Türkiye’de bir Kadın Gezginin Günlüğü Osmanlı Oryantalizm
The history of French travellers in the East begins in large part from the Middle Ages mainly for two purposes: Jerusalem, place of pilgrimage and Constantinople, the crossroads of Europe and Asia. Constantinople, under the new name of Istanbul, became both Turkish and Muslim in 1453, becoming one of the most established oriental subjects in travelogues over the centuries. These travel stories bear witness to the practice of travel, but also to the intercultural relationship between the peoples of the “East” and the “West”. Both a travel experience and a literary discourse, these journeys depend closely on historical, cultural and political contexts. Among the writers of the early twentieth century appears a French travel-writer Marcelle Tinayre, caught our attention with her work: Diary of a Woman Traveller in Turkey. Having friendly relations with the Young Turks, this French novelist talks about the Young Turks who opposed of the authoritarian regime of Sultan Abdulhamid II and escaped from pressures of the Sultan and settled in Paris. When the days of exile are over and these Young Turks return home, Tinayre does not forget them and comes to Istanbul to see them. During her time in the Ottoman Empire, she was closely interested in the Ottoman society of the time. She expresses her interests, both with the leaders of "Young Turks" and the people and the daily life of the society in her work. She reflects her experiences and her impressions on the institutions and the customs with an Orientalist perspective. In this work, we will examine the Orientalist impressions of Tinayre on the changing Turkish society at the dawn of the 20th century.
Marcelle Tinayre Diary of a Woman Traveller in Turkey Ottoman Orientalism
L'histoire des voyageurs français en Orient commence en grande partie dès le Moyen-Âge principalement pour deux buts: Jérusalem, lieu de pèlerinage et Constantinople, la croisée de l'Europe et l'Asie. Constantinople, sous le nouveau nom d'Istanbul, devient à la fois turque et musulmane en 1453, devient l’un des sujets orientaux le plus acquis dans les récits de voyage durant les siècles. Ces récits de voyage témoignent la pratique du voyage, mais aussi de la relation interculturelle entre les peuples d'« Orient » et d'« Occident ». À la fois expérience de voyage et discours littéraire, ces voyages dépendent étroitement des contextes historiques, culturels et politiques. Parmi les écrivains du début du XXe siècle apparait une écrivaine-voyageuse française Marcelle Tinayre, a attiré notre attention avec son récit Notes d’une voyageuse en Turquie. Cette romancière française ayant des relations amicales avec les Jeunes-Turcs ; des opposants du régime autoritaire du sultan Abdul Hamid II, se sont échappés à la pression du Sultan et se sont installés à Paris. Lorsque les jours d'exil sont terminés et ces Jeunes Turcs rentrent chez eux Tinayre ne les oublie pas et vient à Istanbul pour les voir. Durant sa présence en Empire ottoman, elle se plonge dans la société ottomane de l’époque. Dans ce récit, nous avons remarqué qu’elle y exprime ses relations, soit avec les dirigeants « Jeunes Turcs », soit avec les gens et la vie quotidienne de la société. Nous y constatons ses expériences et ses impressions sur les institutions et les coutumes orientales qu’elle les reflète avec une perspective orientaliste. Dans ce présent travail, nous allons examiner les impressions orientalistes de Tinayre sur la société turque en voie de changement à l’aube du XXe siècle.
Birincil Dil | Fransızca |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: Ö11 |